12 Kasım 2010 Cuma

SABAHIN KÖRÜ

Akşam, 1 haftadır devam eden salya sümük vaziyetimden olsa gerek 9.30 gibi uyuyuvermişim. Bu sabah ta elimde olmayaraktan 6.30 da uyandım. Biraz da eski alışkanlığımdan kurtulamadığımdan olsa gerek, dile kolay 7 yıldır 7.20 de başlayan dersler yüzünden 6.30 du güne başlama saatim. Şimdi normal insanların olması gerektiği gibi bir saatte çalışmaya başlıyorum. Kızımı uyandırıp kreşe götürmeme bile daha yarım saat var... Mucize gibi bir şey oldu ve ben İstanbulun göbeğinde, ülkenin herhangi bir yerinde rastlanması zor bir çalışma ortamının içine girdim. Sanıyorum, evet kesinlikle, hayatımın hiç bir döneminde bu kadar az öğrenci mevcuduyla ve bu kadar rahat bir ortamda çalışmayacağım. Şımarıklık etmeyelim değil mi? Toplam öğrenci sayım 50 nin altında, hadi tam rakam vereyim; 45:))) Şaka gibi... Üstelik 4.5.6.7.8 sınıfların derslerine giriyorum, yani hepsi bu kadar...Tabii bunda okulumun yeni açılan bir okul olmasının ve normal sayıya ancak önümüzdeki yıl ulaşacak olmasının payı var. Mucize gibi değil mi hakkaten?
Herkes memnun hayatından evde, Naze kreşe güle oynaya gidiyor, sevinçle dönüyor.Yaptıkları işlerin, öğrendikleri şeylerin haddi hesabı yok. Akla uygun bir kreş bulabilmek için insanların yıllarca uğraştığı İstanbul şehrinde yavrum Öğretmenevinin kreşine giidiverdi bir anda,o oldu...Adı havalı içeriği boş olanlardan olmasın istedimdi, öyle oldu. 8 kişiler onlar da, her çocuğa çoğunlukla 1 öğretmen düşüyor, yemekler benimkilerden iyi, sunuş harika, öğretmenler aydın, fiziki yapı ortalamanın üstünde daha ne isterim.

Koca beynelminel bir Anadolu Turizm otelcilik okulunda, pek bir şey anlatmaz ama ilk kez kalitenin yüksek olduğunu söylediği bir yerde çalıştığını söyledi bir keresinde,tamam yani:))

Bu yıl kafamıza şans kuşu pislemiş olabilir, herkese GÜNAYDIN

0 yorum: