31 Aralık 2010 Cuma

KIZIMMMM, HEYECANINA BİR KAŞIK BAL KATAYIM

3 gündür bugün yılbaşı olmasını istiyorum ben diye uyanıyor... Heyecandan bayılacak sanki, her geçen yıl küçükkene önemsizdir, yenisi beklenir değil mi a benim tatlı kızım.... Her yılın heyecanlı, istekli, çocuklar gibi şen başlasın. Bu da sana 2011 yılı hediyem olsun buralardan, okursan bir gün. En güzel günlerimiz henüz yaşanmamış olanlar değil mi?

Herkesin yepisyeni yılı, çok orjinal olsun...

27 Aralık 2010 Pazartesi

GÜYA

Güya bugün evde yüce temizlik günüydü, T abla gelip evimizi pırıl pırıl yapacaktı, ben de dolap çekmece vs işlerine bakacaktım..... Ne oldu peki, patlayan ana bir su borusu yüzünden Bakırköy, Zeytinburnu, Fatih semtlerinin tümüne su verilemediğini, bu sabah 7 itibariyle su pomplanmaya başlanacağını öğrendik, ee ne oldu, o su daha bizim musluklara ulaşmadı...
Yani iş günü zannımca yattı, napıcaz peki, bilmiyoruz, bir hafta daha kokacağız demek ki:)))
Ben ne zaman hırsızlığa çıkşam ay doğar sözü tekrar tekrar doğrulanıyor, yap kızım kendi işini, senin neyine, kendi kendine kazın, bak bakalım sular kesiliyor muydu o zamannn, of of

24 Aralık 2010 Cuma

Yazmaya Yazmaya...

Yazmaya yazmaya uzaklaştım herhalde ben blogtan ama not düşmezsem de olmayacak.
Nazenin kreşte bir arkadaşı var, seviyor mu anlamıyorum. Aynı civarda oturuyor oluşumuzdan sabahları arkadaşımızla annesini de alıyoruz okula giderken. Yol üstünde hilafsiz her hafta oyun izlemeye gittiğimiz tiyatro salonu var. Aslında kültür merkezi ama biz hep oyun izledik orda şimdiye kadar, ayrıca sevgili kardeş-arkadaş Çağlar'ın kumpanyasının da oyunlarını izledik (Uçan Adam, Benim Güzel Pabuçlarım). Yani, yavrum Naze oranın tiyatro olduğunu bal gibi biliyor. Her önünden geçerken Arkadaşı aaaaa tiyatro diyor, Naze'de hayır orası sinema diyorrrrr ve kavga başlıyor, tiyatro-sinema, tiyatro-sinema.... yol bitene kadar. Neyse arkadaşımızın annesi olayı idare etmeye debeleniyor, benim ağzım laf yapmadığından olsa gerek, biz aslında orada hep oyun izledik, biliyor diyemiyorum. Kadıncağız da bizim çocuğumuzu kültür-sanat etkinliklerinden uzak tuttuğumuzu sanıyor olsa gerek, anlatıyor. Öyle bir bağırış-çağırış anlatamam. Eğer dönüşte de birlikteysek yine aynı vaka. Eve geldiğimde sakiin sakin anlatıyorum:

-Canımın içi arkadaşın doğru söylüyor, orada hem tiyatro hem sinema var, neden SİNEMAAAAA diye avaz avaz bağırıyorsun acebaaa?????
-Sİnemaaaa
-Alla allaaa
-Evet tiyatro ama ben demem, S. ye dememmmmmmmm
-????????

Geçen sabah arkadaşımız da şöyle uyanmış:
-Orası tiyatroydu ama...

Of of bakalım nasıl kıracağız inadı???

Olayın en ateşli olduğu günün sabahı S. Nazenin tacını kırmış, bunun üzerine taç almışlar, teşekkür bile etmedi, bu sabah tacı taktık, kim almış bunu sana, çok güzelmişşş diyorum oralı olmuyor.

Tabii ki kendi kendime vardığım sonuçlar var, bakalım

27 Kasım 2010 Cumartesi

Ezber Mezber:)))

Çocuk kısmısı her söyleneni bir yerlere kaydediyor, sonra da olur olmaz yerlerde bammm diye söylüyor. Apışıp kalıyorsun. Şimdi benim nacizane Rumeli genlerimden geldiğini düşündüğümüz muziplik halim var galiba, aslında bayağı mesafeliyimdir, hatta soğuk moğuk diyenlere de rastladım kendim hakkında. neyse. Ben geceleri Naze'ye masal anlatırken-ki her nedense her klasik masalda bir kurt mevzuu mevcut- durum yumuşasın diye masalın sonunda .... iyi kalpli avcı kurdu g.... vurmuş diyordum bir kaç zamandır. Elbette ezber meselesini es geçmişim:)) Bugün arkadaş, adı lazım değil bir alışveriş merkezinde babaya yıllık takım elbisesini alırken, kendi kendine eğleniyordu... Çıktık ordan terasta sigara molasında mırıl mırıl masal anlattığını duydum, veeeee masalın sonunda beklenen oldu elbette:)) Zavallı kurt:)) Herkes bize baktı mı? İyice kolaçan ettim sağı solu,duymadı kimseler:))

Yine ezber meselesinden: Ben yine bayağıdır İngilizce şarkılar söylüyorum, klasik çocuk şarkıları, ilgilenmiyordu yakın zamana kadar. Sonra söylemeye başladı, hmmm dedim, demekki kazınıyor belleğe, devam edelim. Sonra bugün yine, BAAA BAAAA blacksheep diye başladı kendi kendine, şarkı bitti, bayağı öğrenmiş dedim içimden. Şarkı yeniden başladı: ANNNEEEE blacksheeep..... alla alla dedim, içimden tabiii, yeniden başladı: Nazzzeee balacksheeeeppp......soonra yeniden: SAAARAAAAA blackship...... vayyyyy dedim, gurur duydum çocuğumla:)))BAAABAAA,yı baba sanması epey gururumu okşadı:))

22 Kasım 2010 Pazartesi

TATİL

 



Bayram demek önce Konya sonra Gebze ziyareti demek. Eskihisar demek kokoreç yerken etçiller, parkta onları beklemek demek...Hava da nasıl güzeldi, limonata gibi. Sonra eve döndük, Culi'yi Yusuf amcaların akvaryum kreşinden aldık, evimizi, kendimizi pırıl pırıl yaptık, gitme kızım okula ben evdeyim bugün dedim, şakacıktan tabiii, Naze cevap verdi:
-Annee gece kalmam merak etme gelicem
-Gece de kalsaydın bari:))

Hayat rutininde devam ediyor yani:))
Posted by Picasa

12 Kasım 2010 Cuma

SABAHIN KÖRÜ

Akşam, 1 haftadır devam eden salya sümük vaziyetimden olsa gerek 9.30 gibi uyuyuvermişim. Bu sabah ta elimde olmayaraktan 6.30 da uyandım. Biraz da eski alışkanlığımdan kurtulamadığımdan olsa gerek, dile kolay 7 yıldır 7.20 de başlayan dersler yüzünden 6.30 du güne başlama saatim. Şimdi normal insanların olması gerektiği gibi bir saatte çalışmaya başlıyorum. Kızımı uyandırıp kreşe götürmeme bile daha yarım saat var... Mucize gibi bir şey oldu ve ben İstanbulun göbeğinde, ülkenin herhangi bir yerinde rastlanması zor bir çalışma ortamının içine girdim. Sanıyorum, evet kesinlikle, hayatımın hiç bir döneminde bu kadar az öğrenci mevcuduyla ve bu kadar rahat bir ortamda çalışmayacağım. Şımarıklık etmeyelim değil mi? Toplam öğrenci sayım 50 nin altında, hadi tam rakam vereyim; 45:))) Şaka gibi... Üstelik 4.5.6.7.8 sınıfların derslerine giriyorum, yani hepsi bu kadar...Tabii bunda okulumun yeni açılan bir okul olmasının ve normal sayıya ancak önümüzdeki yıl ulaşacak olmasının payı var. Mucize gibi değil mi hakkaten?
Herkes memnun hayatından evde, Naze kreşe güle oynaya gidiyor, sevinçle dönüyor.Yaptıkları işlerin, öğrendikleri şeylerin haddi hesabı yok. Akla uygun bir kreş bulabilmek için insanların yıllarca uğraştığı İstanbul şehrinde yavrum Öğretmenevinin kreşine giidiverdi bir anda,o oldu...Adı havalı içeriği boş olanlardan olmasın istedimdi, öyle oldu. 8 kişiler onlar da, her çocuğa çoğunlukla 1 öğretmen düşüyor, yemekler benimkilerden iyi, sunuş harika, öğretmenler aydın, fiziki yapı ortalamanın üstünde daha ne isterim.

Koca beynelminel bir Anadolu Turizm otelcilik okulunda, pek bir şey anlatmaz ama ilk kez kalitenin yüksek olduğunu söylediği bir yerde çalıştığını söyledi bir keresinde,tamam yani:))

Bu yıl kafamıza şans kuşu pislemiş olabilir, herkese GÜNAYDIN

8 Kasım 2010 Pazartesi

Günlerden bir gün...

Günlerden bir gün küçük kızımız bir Japon balığı istemiş, adını da Culi koyacakmış...
Her sabah, 3 haftadır, okula gitmeden önce Culi'yi besliyor, halini hatırını soruyor, el sallıyor... Sahibine benzemeyen hayvan olmazmış, o da pür neşe yemini kapıyor, fırıl fırıl yüzüyor, geçen akşamlardan birinde neredeyse fanustan çıkacaktı zıplarken,süzgeç koyayım üstüne bari geceleri.

Günlerden bir gün küçük kızımın arkadaşlarından üç tanesi hastalanıp okula gelmemiş, bu sabah giderken 'anne inşallah iyileşmişlerdir' dedi... İnşallah iyileşmişsinizdir çocuklar...

30 Ekim 2010 Cumartesi

Ashley'in Vize Çilesi

4 yıl önce vize almak için Danimarka konsolosluğuna gitmiştik. Herbişi tamdı ve yolunda görünüyordu. Ayrıca ikimiz de devlet memuru öğretmenlerdik, niye vize çıkmasındı. Pek hevesliydik, bir gün akşamüstü eve döndüğümüzde RED zarfıyla karşılaştık. Ne biz ilktik, ne de Ashley son olacak sanırım... Artık bu ülkenin diplomatları vatandaşlarının özgürce seyahat etmeleri için birşeyler yapsalar-da el kapılarında telef olmasak...
Hikayeleri için:
http://ashleeingermany.blogspot.com/
http://gypsophilab.blogspot.com/

25 Ekim 2010 Pazartesi

Günlerden Pazartesi

Veeee ben boşum.... Pazartesi çalışmıyorum artık, yani pazartesi BENİM BOŞ günüm, tamamıyle hem de, miniğim okuldan dönene kadar. Çok rahatlıktan rahatsız olurum, var mı önerisi olan:))

24 Ekim 2010 Pazar

Tuyabiye Yaptımmm




Kızımın en sevdiği işlerden biridir mutfakta hamur karmak:)) Annesi kılıklı işte, çooook severiz biz mutfağı. Geçen hafta babası okuldan getirirken elinde bir paket sallayıp bağırıyordu BENNN TUYABİYEEEE yaptım diye. Gözlerine inanamamışşşş kreşte kurabiye yapıyoruz deyince öğretmeni. Bir de dört tane eve göndermişler, iki mantar, iki ağaç, mantarlar bademli, ağaçlar fıstıklı.Diyet patladı tabiii, sakızlı kahveyle pek güzel gitti. Bir tane de ananeye ayırdık. Afiyet oldu...

18 Ekim 2010 Pazartesi

İşte Böyleee...

İnsan bir müddet yazmayınca yazası da gelmiyor, açıp açıp kapatıyorum, umarım bu sefer de öyle olmaz:)))
Hayatın notunu düşmek lazım aslında da, olmuyor bu aralar
Nereden başlasam acaba, en yakın geçmişten, haftasonundan başlayalım:

Kültür merkezinde sezon geçen hafta sonu başladı. Aslında hevesle beklemekteydik ama her nedense benim aklımdan çıkmış. Cuma gecesi facebooka bir baktım ve ayıldım: arkadaş kardeş Ç. uçan adam rolüyle karşımızda olacakmış. Sabah erkenden babayı gönderdik ve Cumartesi salondaki yerimizi aldık. Her şey pek güzeldi, özlemişiz. NAzeciğim daha da büyümüş bir abla kız olarak oyunu izledi, şarkılara eşlik etti vs. Hazır olmak, yaş, ruh, çok önemli sanırım. Arkamızda bir yavru ışıklar loşlaşınca ağlamaya başladı, ama ne ağlamak,gitmek istiyorum diye bağırıyor tepiniyor, ve anne de sakinleştirmek için çantasında olduğu varsayılan iğneyi hatırlatıyor...Aman ne manzara, ben olsam garanti çıkarırdım yavruyu, acaip üzüldüm. Neyse kızcağız bir şekilde, iğne marifetiyle sakinleşti, ama fena, donuk. On dakika sonra anneden ikinci bomba: EDAAAAA GÜLSENE, arkamızı dönüp bak kadın çocukçağız izlemek istemiyor, belli ki korktu, sen de acaip vahşisin zaten demedik ama, ben, eşim ve yanımızdaki tüm anne babalar dehşet içinde arkamızı dönüp baktık, oralı olmadı, çıkarken de yanımdaki kadıncağıza SALAK deyiverdi. Hay yarabbim ya, anlayış, takip, şefkat, duygu, annelik nerede kaldı bilmiyorum. Çok kötüydü çok...
Oyuna gelince, daha doğrusu Naze'nin oyundan anladığına: Kraliçenin elbisesi pembeydi ve elimi tuttuuu.... Kadın cinsi seviyor pembeyi:))VEEEEE Çıkarken Çağlarla sözleştik gece bizde kaldı, şarap bahane sohbet şahane bir geceydi. Ama sabah bombayı Naze patlattı:

-BABA ANNEM UÇAN ADAMA KALK DEDİİİİİİ

Valla ben anlamam süper kahraman falan, çakarım adamın ensesine kızım dedim. Kalksın,kahvaltısını etsin, baksın işine.
Uçan Adama teşekkürü bir borç biliriz:))

Efendim, 'kızımız kreşe şahane gidiyor' demekte bir mahsur görmüyorum artık, çünkü bugün itibariyle 5. haftamıza başladık ve her şey çok keyifli, yemekler yeniliyor, oyunlar oynanıyor, ortam, fiziki koşullar yerli yerinde. Tek bir kusurları oldu şimdiye kadar: Cuma baba kişisi elinde,üzerinde kesik çizgiyle yazılmış takriben 15 tane 1 rakamı olan bir A4 ile geldi ve 'bu Naze'nin ödeviymiş' dedi,benden daha büyük bir şaşkınlıkla. 3.5 yaşında ne ödeviymiş bu ya, saçmalamışlar dedim ve ciddiye almadım. Yaptık elbette, kesik çizgilerin üzerinden geçtik ispirtolu kalemle ama aslında uyarmak lazım, evet evet yarın alırken söylemek istiyorum: Ödev de neymiş, daha en az 3 yıl var bu ellerin yorulmasına, zaten yeterince çalışıyor küçük kasları burdaki etkinliklerle, soğutmayın insanı deyip kaçmak istiyorum:)) Haksız değilim sanırım, ne dersiniz? Okul hayatı zaten yeterince uzun değil mi? Hem de bunu bir öğretmen olarak söylüyorum ve kendi yavrumu da bu hengamenin içine carttt diye sokmamaya kararlıyım, nokta. Bir daha karşılaşırsam öncekinde olduğu gibi hiç ama hiççççç dikkate ve kayda almayacağımdan emin olabilirsiniz. Yalnız çok önemli bir nokta var kiii, ah ah, Naze kreşi, Melike'yi, Yasemin'i, Sara'yı, Kaaan'ı, Berk'i çok sevdi, Sinem ve Ünzile öğretmenleri de. Birlikte proje yapmışlar bugün gördüm, amannnnn dedim, 15 tane 1'in üstünden geçtik sadece, üzmeyeyim kızımı, yaptıklarını anlatırken heyecandan teklemeye başlıyor minik kalbi, almaya niyetim yok.

İşte böyle yazma yazma, içerde ananesiyle yatak fingirdemesine izin verdiğim kızımın ve annemin sesiyle yazmaya çalışıyorum:)) Ne kadar şanslıyız değil mi? Herkes ama herkes hep ama hep şanslı olsun umarım.


Şans deyince, anladım ki yeniden, hayat 'sen bakarken soyunamam' halini çok seviyor:)) Olmasını çok istediğin bir şey beklerken olmuyor da, kendini beklememe haline sokup, olmamasına alıştığında oluveriyor.En nihayetinde yer değiştirdim ben...Tam gözümü kapatıp, hah işte tam olarak istediğim buydu der miyim bilmiyorum, ama eski okulumun kalabalığı beni gerçekten çooooook yıprattı ve sanırım bu hafta içi başlayacağım yerde sınıflarım 15-20 kişi olacak ve bu bir mucize sanki... Kolay gele, 8 yıldır çalıştığım okula elveda diyorum, çooooook anılarım, sayısını bilmediğim kadar öğrencim, velim,arkadaşım oldu, özleyeceğim elbette...Bütün eskiye dair yargılarımı, bildiklerimi alt üst eden öğrencilerim oldu,iyi oldu,işte böyleyken böyleee

28 Eylül 2010 Salı

Aferin ne demek????



-Afeyim ne demet annnee?
-Yaptıklarımız iyi, güzel,doğru olduğunda söylenir.
-Ben tuyu boya yaptım,afeyim söledi öyetmen(utanarak)
-....(ne denir bilemediğimden,daha önce hiç 3.5 yaşında, kreşe giden bir kızım olmadığından)
-Anneee,Yasemin çüçüt(küçük),yapamadı, afeyim olmadı, ben dedim
-AFEYİM sana(gözler hep nemli ama ben konuşurken,sanki yatılı okula verdik)

Yatılı okul demişken, öğlen uykusu için nevresimlerini hazırladığımı görmüştü, ne zaman düşündü,nasıl oldu bilmem:

-Ben okulda dece neyde yatıcam??
-Gece mi? Gece evde uyuyacaksın...
-Hııı,okul gece yok mu?
-Yavrum gece okul olmaz,ben gece kalmıyorum okulda
-Annee çot tatlısın,çötetür edeyim.
-(....bombok oldum)

Cumartesi sabahın bir körü:
-Babaaa saaat çalmadı, talt bakalım okula ditiyoz.
-Kızım bugün tatil okul yok
-Aaa valla tatil, ditsek iyi oluy Melite bekliyo
-O da gelmezzzzz
-Ben nooolcam,delsin ama
-???? Cumartesi pazar gidilmez okula kızım,
-Annem de ditmemiş, ben ditçemmmmmm ama
-(Ben)Kapalı kapalı
-Tim tapatmış tapiyi, jile başarıj
Tabi hepimiz kalktık...


Ben üzgünüm o mesut...

24 Eylül 2010 Cuma

NAZE YAPTI




Yıldız atmış öretmeni, sevinçliydi...

16 Eylül 2010 Perşembe

Kendi kendine söylenmeler

 



Fotoğrafın konumuzla alakası şu düzeyde var;yaz yorgunluğumu atamadım ben üstümden, hala yüzüm, gözüm böyle. Ne tatil, yarı iş-yarı ev halleri pek rahatlatmadı beni. Hele iki gündür ne yaptığımın hiç farkında değilim...Naze kreşe başladığından beri vakit de geçmiyor sanki, halbuki ben elimi kolumu sallaya sallaya gezinecektim, kızım evdeyken başaramadığım dolap,çekmece toplama işlerini halledip okula öyle başlayacaktım, okuyup, yazıp çizecektim, daha neler neler, belki evde olmamasını sindirdiğimde olur hepsi...
Kreş durumlarını bilmiyorum, çünkü pek bahsetmiyor. Bu iyiye mi işaret, yoksa nedir bilmiyorum. Ama ilk iki haftadan sonra tercihlerini belli etmeye başlar çocuklar. Dün anaokulu oyunu oynadık. Ben Naze oldum, Naze'de Sinem öğretmen. Yemek faslında 'Susup yemeğinizi yiyin' dışında kötü bir sinyal almadım. Şimdilik öğretmenlere de zırt zırt soru sorup gıcık veli olmak istemiyorum. Dedim ya iki hafta, resim netleşecek. Kabullenmiş ve mutlu görünüyor.
Okul bir acayip galiba, müdürümüz değişti. İşleyişi ve çevreyi bilmiyor, anlamış ta görünmüyor. Onunla hiç ilgisi yok ama ders düzenini üç gündür yoluna sokamadık İngilizce Öğretmenleri olarak, canım buna da sıkılıyor...
Sevgili okul değiştirmişti geçen yılın sonunda, bu sezon başladı. Ekime kadar dersi yok... Emekli olmuş gibi...ona da canım sıkılıyor...
Ben 8 yıldır çok istememe ve çabalamama rağmen yer değiştiremiyorum, Eş-dost-koca zırt pırt okul değiştiriyor, tepem atıyor, böyle işte
Okula neşesiz başlamak istemiyorum
Posted by Picasa

14 Eylül 2010 Salı

BUGÜN

Arkasına bile bakmadı,ne sıkıcı anne ve babaymışız,utanıyorum kendimden:)) Sevgilim kapının önünde bekledi saatlerce camdan bile bakmamış, almaya gittim, ikindi kahvaltısı ediyordu...
Umarım zor zamanlarda da böyle olur:)))

7 Eylül 2010 Salı

NEHİR

Aylardır kopuk yaşadığım bloguma bugün miladıyla yeniden kavuştum ki; Nehir, sevgili küçük Nehir yaşam savaşını kaybetmiş, çokk üzgünüm, bulutlardasın...

25 Haziran 2010 Cuma

HADİ BYE...

Sabah itibariyle yola çıkmış olacagiz, önce büyük kuzen Özge'nin Edirne'deki nişanı, sonra büyükannemin denizi, sonra da babaneme... Annemle babamın uzunnnnnn tatili başladı artık, yazamazlarmış. Haberiniz ola,Eylül'de yuva maceralarımla başlayacağız yeniden

20 Haziran 2010 Pazar

Naze ve Babası

Ben hep annemin babalar gununu kutlardım. Baba gibi anne oldugu için...
Naze'yle babası hiç ayrılmasınlar. 3. babalar gunun kutlu olsun sevgilim. Vaktinin cogunu ona ayırdıgın, gıdım gıdım sagdıgım sutleri minik minik kaşıklarla içirdiğin, her sabah özenle ettirdiğin kahvaltıların, geceleri koynuna almak için seslendiğin, sabah okulların, koridor futbolların, pis park eglencelerin, ters giydirdiğin tişortler ve hop hopların için Naze'de sana cokkkk tesekkur edecektir bir gun, şimdilik elindeki pastel boya çalısmasıyla idare ediver bakalım:)))

19 Haziran 2010 Cumartesi

HARALA GÜRELE

Ben hani discourse yerindeyse yuvarlanıp gidiyorum... Neyse yuvarlanan tas yosun tutmazmıs diyelim Polyannacılık olsun. Neresinden tutup anlatsam acaba???? Bugünden baslayalım; Universite giriş sınavında gorevlıydım, Atısalanı Lisesinde, ne kotu bir yer ya, biz niye gencliginin ilk gunlerindeki yeniyetmelere dort duvar arasından baska bir yer sunamıyoruz.Lise ogrenimi için olacak iş degil, yanında hurdalık vardı diyeyim gerisini hayal edin siz... Evet okul cillop gibi yeni bitmiş binaları zaten, ama neye yarar, saçma, çok saçma hem de. Yerini kestiremeyince sevgili kişisi bıraktı beni ve arkadaşım Y. yi okula, baba kız IKEA ya gidip kahvaltı ettiler ikisi. Gecen hafta annanemiz burdaydı, cok ama cok mutessekkırım anneciğime, YORUM'un 25. yıl konserine gittik elele, son günlerin en sahane gunuydu. Sevindim kalabalıgız ne guzel dedim. Dede ve babannemiz gittiler, tedaviye Konya'da devam edecekler, her sey yolunda gitse, bazı seyler hic olmamıs gibi olsa hayat daha iyi olmaz mıydı? Ortanca halamız bakıyor, o da ayrıca harap oldu coluk cocuk. Okul kapandı, karne vs işleriyle ugrastım oyalandım, kah unuttum, kah ıcım sızladı. Kah isyan ettim, ama iş insanı cok iyi ediyor, hele okulsa, hele capcanlı, kıpır kıpır genclerle ugrasıyorsan, herkes okusun ogretmen olsun bır daha soyluyorum, umut zerkediyorlar insanın bedenine, gene ilk paragraftaki konuya istinaden: ama biz hic birsey veremesek te... NO FUTURE derdim gencken hala aynı fikirdeyim... Videoda NAZEm bize cimmama(sinema) yapıyor, sandalyeleri karanlık bir yere koyup, kendi tepesine bir ısık acıyor, soyluyor, dansediyor,selam veriıyor, alkıs istiyor:)) Goz onunda olmayı pek seviyor, hep oyle olsun umarım gozbebeğim...

7 Haziran 2010 Pazartesi

Vay Be!!!!!!!



Cok olmus yazamayalı bu baslık onun ıcın.... Bir süredir o dert benim, bu dert senin donenıp duruyoruz ondandır. Babanemiz hasta biraz, kalktı taaa Konyadan Cerrahpasaya geldi. Ne acaip bışı bu hastalık, sogukkanlı ben ve sevgili bir ara nemli nemli gözlerle birbirimize bakıp durduk. Doğru kararlar verebilmek ne zor... Hastalık takibi bir sekilde yoluna girdi. İnsan bir muddet sonra olgunlaşmak zorunda kalıyor hayatta o da ne zor.Herkesin gec büyümesidir artık, boyle biline... Bir yandan hayat devam ediyor,etmez mi? Arkadasim E nin Bursa'daki düğününü kaçırdım, anlayışlıdır yavrucak ne yapalım...Kardeş-arkadaş E nin nikah töreninde sevgili eksikliği, sonrasındaki yemekte sevgili eşliğinde hazır bulundum. Eğlenceli ve duygusaldı her şey.... yıllardır gormediğim ODTÜ tayfasıyla kucak kucak sarıldık. Şakır şakır yağmur altında da doyasıya eglenirmiş insan:)))Gelin ve damat arkadaşlarımızın aileleri ellerinde şemsiyelerle yemek yediler hiç taviz vermeden... Saat onbir gıbı dünyanın yagmuru brandalardan bosalınca kacıverdı herkes vedalasamadan, olsun... Tabiii her durumda hep NAZE mutluydu, hastalıkmış ne anlar, dede-nene-halalar var eglendı,her gece bize sinema yaptı, yagmur vız gelir Giritli de göbek attı, ahtapot bacagı dısledı aksam yemegınde, sonra Caillou kitabı okudu sandalyelerde, işte çocuk olmak ne güzel....

9 Mayıs 2010 Pazar

Ya kalirsan???????

Sen olmadan biz napiyorduk ki:)) Sikiciymis hayat cokca, simdi iceride ananeye gitmek icin bekliyorsun, bavulunu da hazirladin, ananemde kalacagim ben diye tutturdun,kalamayacagini dusunuyoruz hepimiz ama ya sasirtirsan sen bizi yine, kaliverirsen, uhuuuuuuu ben cok ozlerim seni ama:))

7 Mayıs 2010 Cuma

Annenin Hediyesi

Bir annenin en guzel hediyesi biricik yavrusunun kokusu ve sen kahkahalaridir. Gulusun eksik olmasin Nehir bebek...



NB vs. NB: Nehir'e Destek Olmak İçin Ne Yapabilirim?

6 Mayıs 2010 Perşembe

Hidir-Ilyas ve E.

 



Iki hafta sonra ccoookkk eski arkadasim E. evleniyor. Dunku gun, yani hidrellez olan gun:)) Ben Naze ve gelinimiz gelinligi almak uzere Taksim´de bulustuk, cokca gezmeli, gulmeli, eglenmeli bir gezi ve az gelinlik almali programimizin en orta noktasi Naze´nin incileri oldu elbette: Gelinlik giyen E ýe vayyy dedi:)) Tik demeden saatlerce yurudu, dondurma hakkinda gunluk yorumlarini iletti, kitapcilarin kedilerine hayranliklarini sundu, Beyoglu esnafini senlendirdi, annnesinin ve E´nin yolda karsilastiklari eski dostlarina git burdan dedi:)) biz anneni senden once taniyorduk naaaberrrr soylemlerini pek sallamadi. YORULMADI; SIZLANMADI, yavrum be:)) Retro´da, Nihil´da ikinci el oyuncak ve ust-basa mal bulmus gibi sevindi, olmayacak bir yerde cisi geldi, Elhamranin pis helasina gittik, olsun, ellerini degdirmedi hic bir yerlere. Sonra bitti sandi, eve gidecegiz sandi, aklina pullu mendili geldi,inanc yoksunu annesinin, buna da inanmaz ama olsun, genleri ana-kiz-dost E. uclusunu Ahirkapiya surukledi.Hidir ve Ilyas ín hatirina hidrellez kutlamalarina kenardan ilistik.Hakkaten kenardan oldu cunku orta yer cok ama cok kalabalikti. Bir kac lokma yemek, bolca esinti, hafif hafif gobek atma, ama o kirmizi pullu mendil hep elimizde...Ara sira deli oldugundan bayagi suphelendigim dost E.nin gelinligi de geldi bizimle, soguktu hava, kafasina sardi artan tulleri eglenceye eglence oldu, ah canim benimmmmmm:))
Ara sira bagirasim geldi, komsunuz olsa, istemezsiniz, yoldan gecse gormezden gelirsiniz, yurtlarini yikarlerken ses cikarmazsiniz,onlar zurna, davul calar siz eglenirsiniz, senlik oldumu da hep gelirsiniz:)) Ben bir daha gitmemeye karar verdim; adi CERIBASI olan dede koyumde her yaz parcasi oldugum cingene muziklerini artik hep orda dinleme kararina vararak:)) Koyumde her yaz bunlardan onlarca olur ve kimse de kimseye meze olmaz. Bazi seyleri dogal birakmak lazim.
Posted by Picasa

1 Mayıs 2010 Cumartesi

SELAM 1 MAYIS

25 Nisan 2010 Pazar

NAZELINGUA -DIALOQUES

Gece yatarken carsaftaki Tom&Jerry figurlerine bakarak:
-Aneeaa kedi paye mama cannnnn!!!!!!(kesi fareyi mama sanmis)
-(tum gercekciligimle)Fare kedi mamasidir zaten...
-Hayil anneea, iki ayaaa baaa(hayir anne iki ayagi var ama)
-????
-(aglamakli) iki ayaaa baaa dedim, soledim, ayakli mama olmassss.


-Yavlim Naze saclarin cok uzadi, ensen terliyor hep, kestirelim saclarini, off olma, hi?
-Hayil, Naje ertet ol hic begeee, abla dac ujun olur(erkek olmayi begemmiyorum, ablalarin saclari uzun olur)
-E ananenin saclari kisa, ama o erkek degil.
- O anane, abla. kij deil, anane o, abla deil,dac kesti hic begee(o anane, abla degil, sac kestirmeyi hic begenmiyorum)


Gunlerden bir gun Tchiboýa girdik, ben kahve icerken Nazekiz ordaki buyu tavsan ve yavru tavsanla oynadi, sonra rafa koydu, el salladi, yine gelecegiz biz, geri donecegiz, merak etmeyin dedi, ciktik geldik, bir kac gun sonra yine ugradik, biz bakinirken bir aglama duydum amannn Naze salya-sumuk salmis:

-Amanin nooldu ya?
-(Sumugunu koluna silerekten)Anneaaa yavlu tavfan gitmiss, anne tavfan buda(anne tavsan burda, yavrusu gitmis)
-(ben de duygusallastim herhalde)AAA nereye gitmis, satmislar mi yoksa!!!(sanki orasi oyun bahcesi bizi bekleyecekler:)))
-(hala dudaklar katlanmi agliyor)Annee sattt ne demek, sole??? Yavlu tavfan anneaa oslerrr(yavru tavsan ozlermis anasini, satmak ne demekmis, hadi bakalim)
-(satmayi anlatamadim tabi ben, yok iliskisi alis veris isiyle)aaa gelir merak etme sen(aptalliga bak)
-(uzuldum sandi herhalde)aneeaa aglama, yavlu tavfan geli don, is cici(aglama anne yavru tavsan geri doner, ise gitti)


Akabinde biz koca kisisiyle hazir anane evdeyken disari ciktik, ben eve dondum, baba gitti bir yerlere:
_ Anne baba neyde?
-(salaklik devam ediyor) sattim ben babani, ehi, ehi:))
-Aneee (agliyor)ben kim ici oynaaa, yavlu tavfan geli don, baba don?(ben kiminle oynayacagim, yavru tavsan geri dondu, babam da doner mi?, hayddaaa)Ben dennii baba osle, baba is cici??(ben kendi babami ozlerim,babam ise mi gitti)
-(kizgin kizgin:)))yok cocugum baban playstation oynamaya gitti, doner tabii de, sen niye uzuldun boyle?
- Baba kiminle oynaaa, oyna all? (babam kiminle oynayacak, oyuncak aldi mi yanina?)
-(cildiracagim, diyalogu ben anlamsizlastirdim, cikamiyorum icinden, ofladim)Pufffff, arkadaslari var, oyuncaklari da varmis.
- (gene uzuldum sandi galiba)usulme annee, baba geli don, denne oynaa(uzulme anne, babam gelir, oynar seninle de)
-Ayyy istemem oynamasin benimle,(kizdim ya:)))
-Annee NIYEEEEEE(pek sasirdi)
-(bir turlu bitiremiyorum su abuk konusmayi)Oynasin o arkadaslariyla, dit, dit
-Dit dit ne oyun anneaaa?
-Playstation canim
- Najee hic plasitaplon yokkk, ben de iceeee, uvaaaaaa(benim yok, ben de istiyorum ve sonunda aglama efekti)
-?????????(kacim helaya girdim, kapida hala benim yokk, ben de babmin oyuncagindan istiyorum diyordu, cektim sifonu)


-

18 Nisan 2010 Pazar

UC YASINDAYIM

 
Posted by Picasa

13 Nisan 2010 Salı

AKVARYUM

 


Bugun son derece spotane bir bicimde kendimizi bir Turkuazoo gezisinde buluverdik:)) Ne guzel degil mi surprizleri olmasi hayatin? WOOOWWW dedi durdu butun yavrucaklar. Naze sasti kaldi, A. amcaya ve sevgili ogrencilerimize bizi de aralarina aldiklari icin tesekkur ederiz...

Akvaryum hakkinda bir kac not: cokkk nemli, karanlik ve boguktu akvaryum, ben neler hayal etmissem artik, icim darlandi. Sevgili ogrencim Neco asagi indikce kendini kotu hissettigini soyledi. Gerci sonra keyfi yerinde gorunuyordu ya bilmem artik:)) Biz grup gezisinde oldugumuz icin cok maddi bir bagimiz olmadi ama, meblagin yuksek oldugunu gordum. Grupla gitmek en iyisi olur diye dusunuyorum.
Posted by Picasa

12 Nisan 2010 Pazartesi

Basliksiz

Naze´min 36. ayini doldurmasina 6 gun kaldi:))) emin degiliz aile ici tarismalar duruyor 3. bitiyor, 4 geliyor tamam da pastaya kac mum dikilecek, ben bir anne olarak agirligimi koyuyorum ve 3 diyorum, e gecen yil iki koymamismiydik, agirima giden ne biliyor musunuz? Artik kucuk bebegim pastadaki mum sayisinin tartisilacagi yasa gelmis:((( Benimki de hep tartsilir durur zira:))) Ve her sey nedense tersine donmeye basladi, okulda kalmak istemiyor, hep bir aceleyle oyun kosturmasi yapiyor ve ben ayrilirken bir sekilde arkama dusup geliyor, alip derse goturmek zorunda kaliyorum 2 haftadir ve gercekten canim cok ama cok sikiliyor bu duruma. Sinifta sessizce duruyor ama neye yarar.... Anne bagimlisi oldu sanki, arkadas istemiyor, arkadaslarin adi var, sohbeti var ama kendileriyle karsilasinca yokkkk... Geceleri cogu zaman uyanip yanimiza geliyor ki 5 ayliktan beri kendi yataginda misildardi. bu 3 yas geriliminde kaybetme korkusu vardi sanirim, ama biz o kadar cok vakit geciriyoruz ki birlikte, sanki biraz simariklik ediyoruz ikimiz de. Hayat hic toz pembe degilmis ara sira bunu ogreniyoruz su siralar.
Neyse dogumgunu partisi yapmayacagiz herhalde, anne-baba-anane-Naze dortlusu belki bir yemek yeriz.Ama pastamiz olmazsa olmaz. Onumuzdeki hafta ananemizin evi tadilata giriyor, bizimle birlikte kalacak, onu evine goturdugumuzde orda belki bir seyler yapariz.

5 Nisan 2010 Pazartesi

Neden yiyiyoruz:))

Her seyi neden yedigini/yemedigini soruyor bu aralar. Diyalog ornegi:

-A baakk kizim ne guzel baliklar?
-Anneee Naje neden balikkk yiiii kiii????
-Balik yemezsek sayilari hatirlayamayz 1,2,3 diye sayamayiz, hem gozlerimiz iyi gormez....hem cok nefis bir tadi var(biliyorum cok sahane bir aciklama degil)
-Annee bean 1,2,3 cok ceve(cok seviyorum)uvaaaaaaa(aglama efekti), hani 4,5,6,....Naje dap icciii(saymak istiyorum)bean ballllik cok ceve...anneeaa 10 day icciii(10 demek istiyorum)
-????:(((
-Ici ne vaaaa?Neden day dapama hem???(ne var icinde niye sayamam)
-Fosfor var kizim, zekayi acar,ye sen zararli cikmazsin, alla alllaa:))

Baska bi ornek:
-Ippaba hic ceve(ispanagi hic sevmiyorum)
-AAAAA sebze yememeiz lazim, popmuz tikanirsa ya:))
-Ufff anneaa ver batalim
-Al bakalim:))

diger:
-Anneaa bissiirr ye icci(misir yemek istiyorum)
-(anasi kilikli nooolcek, ustelik hem benim hem onun cok kotu anilarimiz var misir yedikten sonra)Sekerim misir karnimizda kocaman oluyor, az yiyelim olur mu?
-Cokkk yemek iccii, uvaaaaaa
-Yemesek olmaz mi??
-Olmazzz, cok icciiii(yazik ya cok istiyor)
-Iyi yiyelim, karismam ama karnimiz agridigi zaman
-Damam anneaa, yeme sen
-:))))

4 Nisan 2010 Pazar

Ronepark mevsimi acildi:))

 




Bugun hava cigrindan cikinca mevsimi actik, cok kotu yahu cocuklarin evlere tikili kalmak zorunda olusu kis aylarinda. parkimiz her zamankinden coooookkkkk kalabalikti, oturacak yer bile yoktu, zaten Naze baharla birlikte kendini kaydiraga ve cimlere ativerince gerek te kalmadi, yayiliverdik papatyalarin arasina, kalabaliktan bir bardak cay bile icemedik:)) Donerken markete ugradik, neee zamandir bakar dururum su F.Malhan imzali cay bardaklarina da saticisi Beymen olunca almam, bir cay firmasi bilmem kac poset cay alinca veriyormus, poset cay da sevmem hic ama olsun, caydan anladigim da yok zaten,evde cayi koca kisisi demler, bakar olmus mu, sallama, dokunma, acma diye de iskillenir acele edersem diye. Neyse aldik bir suru poset cay bardak ugruna, onu iciyorum simdi:)) iyi geceler dilerim...
Posted by Picasa

31 Mart 2010 Çarşamba

Ve Gunler Hizla gecer

 



Hakikatten ben asla, ama hic yetisemiyorum gunlerin hizina. Kizim kocaman oldu, her zamankinden farkli olarak tek basina oynamak istemiyor, tabi oyun arkadaslari olan biz, anasi ve babasi olarak bazen bu mevzudan azicik yoruluyoruz, gercek kres zamani mi geldi acaba nedir? 24 saat oyun oynamaktan bahsediyorum, can dayanir mi buna, dayaniyor, hava sicak geldi az once ya da ayaklarimin yorgunlugundan oyle hissettim,,coraplarimi cikardim sesleniyor annnee coraplarini giy, hani terligin de yok diye:)) Neyse gunler hizla geciyor dedim ya, bizim 2. jenerasyon da hizla evleniyor, pespese dugun, nisan oldu,arkasi da geliyor, bu furyada Naze´nin kreasyonu fotograftaki gibidir, herkese duyurulur:)) 15 Mayis´ta cok sevgili arkadasim E.nin, 22 Mayis´ta cok sevgili kardes-arkadasim E.nin nikahlari var, heyt be hizla cogaliyoruz, cogaliyoruz da hizla da buyuyoruz, 35 yas yakindir, Naze´de "3 bitttii 4 basss". E gunun birinde herkes kocayacak degil mi??
Posted by Picasa

25 Mart 2010 Perşembe

Anneee Dalp Dap:))




Haftalik kurabiye aktivitesi:)) Hamarat hamarat yapiyor iste. Az once annem videoyu acinca anlamadi herhalde, efendim yavrummm diye seslendi, sonra da annen her isi sana mi yaptiriyor diye hayiflandi. E tabi ona yaptiracagim, var mi oyle lop lop yemek:))

10 Mart 2010 Çarşamba

Yuvarlaya yuvarlaya boyaa

Pazartesi yine haftalik okul ziyaretimizi gerceklestirip eve donduk, asayis berkemaldi, ogretmenine buyukanne diyor, ne guzel:))) Dun boyama kitaplarini boyuyoruz, anneee yuvala yuvala boaa, disaa tasiyo(anne yuvarlaya yuvarlaya boya, disari tasiriyorsun)dedi:))???? Efendim, dedim,bastira bastira tekrar etti. AAAA dedim nerden ogrendin sen, cevap cok heyecan vericiydi:
-Buanne pembe otulda ogrettti(buyukanne pembe okulda ogretti)
Ben simdi gidip opmez miyim o buyukanne L. ogretmenimin ellerini:))) Kizimin kurumsal ilk ogrenmesi, hem okul pembe, hem ogretmen buyukanne olunca, galiba dogru yoldayim:))Ayrica yillardir okul yollari teperim yuvarlarsam tasmyacagini vallahi bilmiyordum.Cehalete bak:))

6 Mart 2010 Cumartesi

Korku

Bir ogretmenin korkabilecegi en buyuk seyin arkadaslari bir gun once olmus cocuklarinin okula gelmemeleri ihtimali oldugunu ogrendim ben dun. Sinifa girince icimden fiskiran yaslari gozlerimden tasirmadan konusmak ne fenaymis...aslinda korkmam gereken en buyuk sey bir gun once olandi, ama insan bilmedigi, aklina damlamayan bir seyden korkamaz degil mi? Ya dun okula GELMESELERDI.ve minik melek kiz sadece bir gun once bir ust kattaki sinifta oylece oturuyordu. Ve dun koskoca mudurum sessiz sessiz agliyordu, ve hic bir seyin izahi yoktu,cok cok buyuk oldugunu sananlar disinda kimsenin sucu yoktu, ve bu yuzden kimse hic bir sey duymamisti, biz 3000 kisi sessizce yasimizi tutuyorduk, basimizin ustunde bir cati vardi, bahcemizde ise hic olmayan bir sessizlik. Oysa cocuk sesi bizim ne cok seyimizdir.


(post-traumatic stress syndrome bunun adi, eskiler metanetle yenermis, bizeyse ilac lazim sanirim, yasamda geri dondurebilen bir ilac)

4 Mart 2010 Perşembe

AGIT

OMRUNUN BASINDA, BAHARINDA, TANISMASAK TA AYNI KORIDORLARI DOVUP GECTIGIMIZ, MINIK KIZ COCUGU, COK KARDESIN KACINCISI BILMEDIGIM, ETEKLERI GOKYUZUNDE UCUSURKEN HAYALIMDEKI MERCAN´A... YUREKLER DOLUSU AGIDIMDIR...VARSA BIR GUNAHIMIZ AFFETMESIN TANRI BIZI...YERIN EN YUMUSAK PAMUKLAR OLSUN YAVRUCAK...

22 Şubat 2010 Pazartesi

Yasasinnn!!!

Gorgusuzluk olmasin diye foto cekemedim, zaten vaktim de olmadi pek, okul sorunsuz gecti bugun, daldi kalabaligin arasina, kizim ben derse cikiyorum dedim byeee dedi, ders arasinda indim kapinin araligindan baktim, ogretmenine birseyler anlatiyordu. Tabii kadincagiz anladi mi bilmem:)) zira Naze hala Japonca konusuyor:) Tek kriz almaya indigimde cikti, hayiiiii daa oyna icciiii(hayir oynamak istiyorum dahaa) diye bagirmaya basladi, beni tuvalete goturur musun, ben yerini bilmiyorum dedim. Yolda konusurken tamam dedi gidebiliriz. Allaa allaaa ya, bu kadar kolay olmamaliydi bu sanki, hani aglamadi, anneeee diye tutturmadi, benu unutmus gibiydi, ooooo yazik bana, ben onu 20 ayyyy gece gunduz emzirmistim oysaki, 9 ay da karnimda tasimistim:)) Insan bir merak eder annem nerde der, vefasiz ciktin kizim sen, ilk ortamda sattin beni:)) Neyse saka bir yana ben de ferah ferah dersimi yaptim, bu hafta bitti gitti, bir de karnini doyurmus guzelce, ben simdi kahvemi iciyorum, kendileri de POKO izliyor ne guzellll....

18 Şubat 2010 Perşembe

Kus ucusa gecti:))



Fotoyla ilgisi yok bu ucusun, espriyle:)) Minik yavrum Naze pazartesi gunu okul demo programina basliyor... Kus yuvadan cikip kanatlarini pir pir cirpmaya baslayacak yani. Bilen bilir ben okul hadisesine ne kadar gec o kadar iyi gozuyle bakan ama egitim-ogretim islerinin ta ortasinda olan bir ogretmenim. Olay soyle gelisti diye anlatip kendimi biraz aklayayim:)) Haftasonu kurs derslerimi pazartesi gunune almak durumunda kaldim bir sekilde, eee ya gul gibi 7. sinif kuzularini yuz ustu birakacak degiliz elbette. Naze de habire ben pembe okula gidecegim, ben buyudum 3 bitti 4 bassss diye israrli olunca, de haydi dedim o zaman gidelim. Bizim Anadolunun orta halli bir ilcesinin nufusuna ve alanina sahip okulumuzun bir de anasinifi var elbette, ustelik benim diyen anaokullarini da bir cirpida cebinden cikarir, once mudur amcaya gittik, eyvallah dedi, dedi de anasinifi ogretmenimiz ne der bu ise acaba dedim, kucuguz henuz, mini mini:)) bugun kalktik okula gittik, Naze kapiya gelince anneee buaa senin otullll,DADe denniii otuaa ciciii diye soylendi biraz(anne burasi senin okulun ben kendi okulumu istiyorum). Aaaa dedik baba kisisi ve ben, bunun iceinde boyleee futbol sahasi buyuklugunde, ici oyuncak ve arkadasla dolu bir yer daha var hatirlamiyor musun? Hiimmm dedi, sanirim hatirladi:)) Sevindik. Galoslarimizi giyip iceri girdik, bu sefer ben himmm dedim, yerlerdeki puzzle halilari gorunce, yepisyeni koymuslar (en son Eylul de girmistim iceri), cocuklar mutfakta corbalarinin pismesini beklerken resim yapiyorlardi, arkadasimin kizi S, yi gozune kestirdi NAze, ´S, de onu elinden tutup arkadaslariyla tanistirdi, kocaman kalem sepetine minicik ellerini sokup birlikte kalem sectiler, S. kalemin ucunu acti Naze`ye verdi, resim yaparlerken goz ucuyla bana bakti ara sira, sonra ben kendi siniflarimin oldugu kata ciktim, bir saate kadar yukardaydim, hep anasinifinin camina baktim yukardan, bir sey gorunmuyordu elbette ama olsun, bir cay ictim, S. abiyle lafladim. Zor is beaa gozlerim doldu. Kendimi yavrusuna ucmayi ogreten anne kargalar gibi hissettim. Islem tamam, simdilik bir iki adim ucar iste:)) Sonra bebeklerini sabah uyurken birakip aksam kavusan anneler geldi aklima, simarma dedim, tokatladim kendimi.Iste boyle...

10 Şubat 2010 Çarşamba

Su AMI&YOYO Meselesi



Bu iki sahis, ya da tek sahis ta olabilir, kizimin hayali arkadaslari. Normal bir surec icerisinde oldugumuzu dusunuyorum ama bazen ben bu arkadaslarin uzerlerine basiyorum, kalplerini kiriyorum vs. Ellerinden tutup iceri getiriyor bazen NAze, bazen telefonla konusup eve cagiriyor, orali olmuyorum. Bazen anneleri de beni arayinca geriliyorum ama, neden ki acaba, yalnizliktan mi acaba?

7 Şubat 2010 Pazar

HAYIIIII, EVETTT

Ne cok aglar oldu kizim su siralar, su anda banyo kapisinin onunde onu yerden kaldirmam icin aneee dealll diye agliyor, yok oyle vicdansiz degilim elbette, simdi annem gidiyor yanina, o daha vicdanli tabii:))Cok anlamsiz bisi oldu az once de onun icin agliyor, banyoyu temizleyecekmis, ben de az once temizledim, onun temizlemesi benim yeniden temizlememi gerektirebilir ve cok yoruldum, elinden tuttum, banyodan disari cikardim, o da kendini yere atti agliyor, sustu simdi. BIM cantasini istiyor simdi de, cok uzatmaz gelir, cantayi Konya´da unutmusuz:)) bugun kuzen geliyor o getirecek, bakalim yarina kadar idare edebilecekmiyiz, annemin sarma yeme teklifini reddetti. Gel oynayalim diyor, annem ilgilendikce agzini daha da kocaman acip aneeaaa dealll diye sesleniyor. Tam post yazarken vaka basladi incelemek uzere. Sen gel dedim simdi HAYIIIIII sen dealll diye mizikliyor. Neyse ki aglama cok surmuyor, ne is bu ya. Geldi bak bak kapidan girdi,
Ne diyordum HAYIRRRR su siralar en sevdigi laf, bu arada koltuga uzandi, ilgi bekliyor, opeyim gidip:)) Hayir demeyi hic ogrenmeyecek sanmistim, bir ogrendi pir ogrendi, cevabi evet olabilecek sorulara bile hayirr diyor, sonumuz hayir ola:))

22 Ocak 2010 Cuma

HEYOOOO TATILLLL

Ogrenciler sevinir de biz dururmuyuz:)) Notlar yazildi, karneler dagitildi sabah erkenden bitti her sey, eve geldim vr tatilimin ilk kahvaltisini ettim kizimla ve kocamla:)) Erkenden gelince pek sasirdilar, e-okul kucuk bir kazik attiydi bize, neyse duzelmis aldik karne ciktilarini, cocuklari da bayiltmadan verdik gitti. Yillar da yillari kovaliyor boyle boyle, giden omurden gidiyor haberimiz yok. Yarin ve pazar gunu de okuldayiz acik lise sinavlari var. bugun arkadasim G ve yegeni D geliyorlar haftasonunu Nazeyle gecirmek uzere, bekliyoruz bakalim, bir de firtina bekliyoruz bu aksam baslayacakmis. Belki guzel bir kar yagar da - dardan adam- yapariz, burnuna havuc takariz lay lay lommmmm.
Hafatasonu menusu: Kumarda kazanilamn bir absolut ve bol muhabbet, tavlayi ben kaybetmedim, ikisine de tesekkurler:) ben icer keyfime bakarimm

16 Ocak 2010 Cumartesi

Ahali PSP3 oynarkene

 
Posted by Picasa

14 Ocak 2010 Perşembe

GUZEL GUNLER





Cok yoruluyoruz anne-kiz ama cok egleniyoruz. Anne olarak ben okul islerini toparlamaya calisiyorum, not vs girerek, sinav odev okuyarak. Bir de evimzi toparliyoruz her gun isler, gucler, temizlikler, hepsine yardim ediyor kizimcigim. Sonra gezmelere gidiyoruz, kafa kafaya verip, arkadas arkadas geziyoruz, bir onun, bir benim istedigim yerlere. Laf ebesi ya, herkese laf yetistiriyor yollarda, elinde bazen bir sandvic geze, geze yiyor, problem etmiyorum, oluversin...En cok topuklu ayakkabilara bakmayi seviyor, kokos olacak galiba annesine inat, suslu puslu, piriltili seyleri seviyor ama iki gundur evdeki kiligi aga kizi kezban seklinde, cimen yesili kadife etegin altina, pembe cizgili -don- giyiyor, altina mavi cizgili corap, ustune mor pijama ustu, e her seyin yeri var, insan mutfak fayanlarini silerken mor topuklu, stiletto falan giyecek degil herhalde:)) uzun uzun, hic ama hic susmadan konusuyor, aslinda merak ediyorum herkeslerin cocuklari boyle mi, geveze mi acaba diye?Gecenlerde bir arkadasimla bulustuk, 1 yildir gormemisti bizi, sen dedi bol bol konus cocugunla, emrin olur ah bir sussa:))

Unutmadan not edelim;
debelebe; kelebek
haffuc; havuc,
elveleve; eldiven
bissi: misir
cappa: sapka
cuppa:corap
dilit; kilit
sssss: s harfi
marma boa: parmak boya
darda adam: kardan adam
allaaa be: allah be
yavvim: yavrum
esegin aaya; esegin ayagi(bben gecenlerde kizinca offf esegin ayagi dedim, ne anne ne dedi, sonra bir aralik pc´nin kamerasini bulmus getirdi, "isseee esegin aaya
bulll"

2 Ocak 2010 Cumartesi

Buruk bir kutlama




Sen benim hayatimdaki ilk arkadasimsin, uzak dustuk ya olsun, gelince annem bize bir pufff lu pasta yapar, tukure tukure yeriz yine, dogumgunun kutlu olsun Akincigim. Annem de sari kafandan opuyor seni:))Umarim baban garajini bulmustur

1 Ocak 2010 Cuma

HERKESE MUTLU NESELI YILLAR

 
Posted by Picasa