14 Ekim 2012 Pazar

Yaz gunu yazalim

Asayiş berkemal, yazalım o zaman,1 aydan uzun olmuş ciziktirmeyeli. Yaz mevsimini eger 24 saat su kenarında hatta su icinde degilsem sevmem, oyle yürümeli denizleri, havuzlu konaklamaları falan da, bildigin su gözümün önünde duracak, tıpkı cocuklugumdaki gibi...Sıcaktan cok bunaldigimda kayıkların altından geçme yarışlarımızı hayal ederim, neredeyse nefessiz



demişim aylar önce...
ben yazacak vakit bulamıyorum affeyle sevgili blog

22 Mayıs 2012 Salı

Kocayla Hasbihal

Başlık neden böyle? Çünkü efendim bunları kocamla telefonda hasbihal ederken yazıyorum. Peki biz neden telefonda yapıyoruz bu hal hatır sorma işlerini, çünkü bi saatten sonra bizim evde rush hour başlıyor anacıgım ve gürültüden durulmuyor evde, neden mi gürültü yapıyoruz? Biz yapmıyoruz ki cocuklar cırıldıyor hiç durmadan... Boran bebek gece moodunda cok başarılı, ablası uyuduktan sonra cosuyor, abla da pek erken uyuyor sayılmaz, uyuyana kadar da canımı söküyor desek yeridir hani. bir de okul meselesi var hanımın. 18 günle yırıtyor zorunlu başlama yaşından, bi yandan da seneye kalsa, zaten kazık kadar, bebelerin içinde 4. sınıf öğrencisi gibi kalacak. Naapsak naapsak, G.S. ilköğretimin kurasına sokmayı düşündük biz hep, bu yıl 31 mart 2007 den önce doğanları kuraya almadan önce ön görüşmeye sokacaklarmış, bize göre akademik hayata hazır ama duygusal olarak nedir bilemeyecegiz, zira bize karşı pek duygusal değil kendileri:))) Ha yok bebeniz uygun değil derlerse biz de gönül huzuruylan benim boyuma yaklaşan kazık kızımı bu sene okula göndermeyecegiz, kendi kendine okumaya devam edecek:)) Hem kura için bir şansı daha meydana gelmiş olacak. Yoksa adamın uykularını kaçıracak cinsten bu okul meselesi. neymiş 4 müş, sensin dört, 5 artı üçten ne gördük ki bundan ne bekleyecegiz zaten. Şeytan diyor kap git bebeleri başka diyarlara o olsun, sistemlerinden bi ingilizce öğretmeni yok olur ne olacak sanki...

Boran bebeye gelince, çükünü kırptıracağız onun da, amannn ne acaip bişiymiş bu sünnet meselesi, didikledikçe altında bi sürü şey çıkıyor, yok şapkalısı, yok lazerlisi, ben de alıp gidecegiz bebeyi ya allah dalacaklar sanıyorum, kirvemizi bile ayarlamıştık yani, yok ama bunda da uyku kaçıracaklar ya, zor be modern dünyada yaşamak yani en azından bana göre değil. Ben neden mi sünnet ettiriyorum bebeyi? Amma soru sordunuz yahu...Ya başka diyarlara gidecek olsam tamam, kalsın, çok istiyorsa kendisi kırptırsın değil mi? Okulda mokulda yanyana işerlerkene aaa sünnetsiz buuu demesinler diye yaptırıyorum anacım. Yeni sorunuz duyar gibiyim: El kadar bebe ya, sonra yaptır..Burda da hem moderin dünya hem geleneksel dünya azıma sıcıyor: Şimdi yaptırmazsak 7 yaşına kadar yaptırma diyor moderen dünyanın psikologları, 7 yaşında yaptırınca da hadi bakalım bi düğün et de göbek atalım diyor geleneksel dünyanın eşi dostu. Ki ben kendi düğününe bile ruhsal olarak iştirak etmemiş biriyim...

işte hayat aksın gitsin ve ben bi bardak çay bile içemeyeyim, bebemiz 45 dakikalık bilmem kaçıncı uykusundan uyandı, yarım saat sonra kerimesi Naze gelir, rush hour başlar, iyisi mi kalkıp şu tavuk bacaklarını tütsüleyeyim, akşama kıllı tavuk yemesinler, ben zaten yimem, içmem, nefes almam, android gibi kadınım, bunlar da iyi günlerim biliyorum, bebe daha yürüyecek, belimizi 45 derecelik açıya alıştıracagız, yeni müfredatla birlikte okula yeniden başlayacagım, bebeye bakacak birilerine bakınmak lazım ki bu başka bir yazının konusu olsun, hadi kaçtım


11 Nisan 2012 Çarşamba

Selam

Sevgili blog olay cok fena...Boran bazen uyumuyor,kolik mı, ara sıra tutan basit bir gaz sancısı mı bilmem artık... Sabırlı olmaya debeleniyorum ...evden zirt Pirt dışarı çıkamıyorum ,ama genelde gezme performansım iyi sayılabilir...nazecigim zaman zaman kıskançlık yapıyor ama zarar verecek boyutta degil, sadece sınır bozacak boyutta;))) aNanemiz Boran'i gaz anlarında ayağında salladı, ben de çaresizlik anlarında oyle yapıyorum,karsı değilim sallama işine, Naze hoooop mindere geliveriyor ben bebek kucağımda kalakaliyorum mesela.... Meme de ister mısın diye soruyorum, en sevmediği şey Kucuk olmak kızımızın zırt iniveriyor hemen. Zaten sesi yüksektir su sıralar daha da bir yükseldi cunku bebek artık ses alıyor ve bazen Naze'yi sessizlik konusunda uyarıyoruz . Uyardıkca sesi daha dayukseliyor. Zor is kardesi olması insanın sanırım. Bunaldigim zamanlar var,kendimi uyarıyorum; bir daha asla sabahtan aksama evde olup cocuklarına ilgilenmeyeceksin bu kadar cok diye... Eylül'de çalısmaya başlayınca cok ararsın bu anları diyorum,hem insanlar hayatlarında sadece bir kere bebek olurlar,keyfini çıkarmak lazım bebeklerimizin, cocuklarımızın. Neyse iste. kızımın doğumunu geliyor 5 yılı devirdik, ne guzel oldu cocuğum... Kocaman mor,Sari,pembe bit tutu yaptım,peri eteği gibi. Emine Sultanhamam'dan tülleri aldı,anane kesti ben de yaptım;))) Çocukken ne cok beğenirdim,insan hakikaten yapmadıklarını yapıyor cocukları için, hayat iste...B'ye

9 Mart 2012 Cuma

Soranlara

Soranlara: İki çocuklu hayat nasıl diye?: Henüz bilmiyoruz, çünkü bebek olaan henüz çocuk olmadı:))) Stabil o, yoksa bir derdi, uyuyor, kısa süreli bakınıyor, altını kirletiyor, henüz boşluğunu dolduruyor sadece, 20 günlük hayatında 3 gece beni zombie yaptı, gerisi ne olur bilmem. Ben henüz cesaret edip, dışarı çıkamadım, şikayetçi değilim. İyi böyle, dışarı çıkma vakti geldiğinde koyup slinge, büyüğünü de elinden tutup giderim sanki ama ilk tecrübeyle sabittir, bu iş biraz kazık oluyor, o yüzden genişim, ne zamannnn olursa o zaman...

5 Mart 2012 Pazartesi

SEVGİLİ BORAN

20 ŞUBAT 2012

09.23
3490 GR
52 CM
BORAN BUDAK

Şirin mi şirin, uykucu mu uykucu, sütçü mü sütçü bebemiz planlı bir sezaryenle dünyaya geldi, vallahi çok pozitif bir doğum hikayesi oldu. Okuya okuya benim yaptıklarımın çok berbat doğumlar olduğuna inanmaya başlamıştım. 20 Şubat 2012 saat 16.dan beri ayaktayım, süt tamam, ben ve bebek sağlıklıyız, hemşirelere bebeği hemen babasına vermelerini söylemiştim, öyle olmuş, bilmem işte, mutluyuz, keyifliyiz

8 Şubat 2012 Çarşamba

Geri Sayım...

20 Şubat pazartesi çokkk planlı sezaryanımı olmak üzere hastaneye gideceğim. Umarım arada 2 yi geçen bir kontrol durumu olmaz, çok sıkıldım çünkü artık. Geceleri uykularım sıklıkla bölünüyor, yuvarlana yuvarlana yataktan iniyorum, önce çiş ardından Naze'nin üstünü ört, yeniden yatağa dön, uygun pozisyonu ara, yorganın ucunu yakalamaya çalış gibi bol atraksiyonlu bir gece hayatım var benim:)) Aslında Naze'yi normal normal doğurabilseydim, yeni bebişi cırt diye çıkarırmışım gibi geliyor şu sıralar; pelvise doğru daha önce hissetmediğim bir basınç var, regl sancılarının bir üst modeli diyebileceğim braxton hicks ler arttı. Ama olacak şey değil, doktora emanet olup onbeş dakika sonra bebeği kucağımıza alacağız, yapacak bişi yok. En çok demin içtiğim magnezyum çözeltisinden kurtulacağıma seviniyorum biliyor musunuz:))) Ağzımın tadını acaip bozuyor. Şişkinlik de cabası. İki gündür okullar açık, ben evdeyim, mobilitem azaldı, ve çok canım sıkılıyor. Dün hastaneye taksiyle gittim, artık araba kullanmaktan çekiniyorum. Kitap oku, film izle düsturuna bile gelemiyorum. Otururken bacaklarımı kapatamıyorum bir de, karnımı dizlerimin üstünde taşıyorum sanki. Bütün içim oğlumla dolu, dün gece popişini bir dikti, sol tarafımda gergin koca bir yumru oluştu, hem de yarım saat kadar...

İki çocuklu anne olmaya son oniki gün, vrnnnnnn....

16 Ocak 2012 Pazartesi

Selamlarr

Darmadağın anneden merhabalar:)))) Geri sayım başladı sayılır artık değil mi? 4-5 hafta sonra evimize yeni biri geliyor. İbre 80'i aştı bakalım, uykular fena oldu, Naze coştu da coştu. Üstüne hastalandı. Bu hastalık mevzuu beni bayağı endişelendirdi bu kış. Öyle bir maceraya dönüştü ki bir aralık neredeyse bir doktorun yaş tahtasına basıp kortizonlu iğne bile olacaktı yavrucak. Aman dikkat.... Sonra daha aklı selim bir doktor problemin ufak çapta bir sinüzit olduğuna kanaat getirdi, bir de üstüne alerji testi yaptı da benim hastalık yaklaşımım doğrulandı, rahatladım. Bunlar 1, 1.5 ay önce odu tabii ama geçen hafta yeniden hortladı. Bir hafta kadar anane bakımından sonra bugün yeniden heyecanla okula gitti. Çıkarılan dersler, doğrulanan yaklaşımlar seri halde şöyle:

1. Burun kuru kalmayacak, nem şart, e ben zaten odasında peyderpey buhar makinası çalıştırıyordum, bu tamam.
2. Nasal temzilik serum fizyolojik ile yapılacak, e ben zaten öyle yapıyordum.
3. Öksürük krizlerinde Kreval kullanılabilir,bu da tamam...
4. İlaç yok, zaten bir önceki, telaşla gidilen doktorun ilaçları hiç alınmadı bile, hislere ve bilgi altyapımıza güvenmekte haklıyız elbette..
5. Yastık azıcık yüksek olursa akıntı boğaza birikmez, of amannnn zaten öyleydi.


Ammaaa yeniden neden oldu acaba???? Sümkürmek çok önemli bişi a dostlar, bu çocuk haşur huşur sümkürürdü 1-2 yaşında, şimdi yapmıyor. Burun tıkaç gibi. Mesele bu, kesin hem de. Her gün her gün yıkadık burnu, okyanus suları genze akıp mide bulandırsa da. Umarım bir daha olmaz. Kronikleşmiş sinüzit bebelerde, çocuklarda olgunlaşmamış kemiklere hasar verebiliyor, bağıra çağıra sümkürteceğiz ne yapalım.

Gelelim anneye. Anne ne yapsın, karınında basket topu değil, ne desem artık, pilates topu taşıyor. Bel yamuldu. Bazen içime ekmek kırıntısı kaçıyor da valla cam çiziliyor sanki, patlamak üzereyim. Bir de böyle değilmiş gibi çalışıyor, hem okulda hem evde, zaten şöyle bir uzansa felç gibi oluyor bacakları. Ayakta dursa dert, yatsa dert, oturmak iyi geliyor eğer koltuk ergonomikse, en ergonomik koltuk araba koltuğu, sabahlara kadar araba kullanabilirim yani, o kadar, söküp yanımda mı taşısam acaba:?))))

Bebek nasılsa doğacak, umarım, kolikli, sancılı, uykusuz olmaz. Zira Naze'nin bu duruma katlanabileceğini hiç sanmıyorum, şimdi bile yatmamı istemiyor ama onun eski oyun düzenine ayak uyduracak gibi değilim ben. Oğlumuz uyumlu, sabırlı olsa iyi olur yani...Bir süre ev, yemek vs. işlerden istifa edeceğim ve aylardır biriktirdiğim oyun, aktivite vs lerden yoracağım onu. Bir kaç zamandır hakikaten biriktirdiğim bir sürü kağıt-kalem-kes-yapıştır-ingilizce öğren aktivitleri var, hem aklımda, hem ardiyede. Bakalım yapabilecekmiyiz??? Yoksa YANDIK:))) E bu arada ne yiyeceğiz biz, valla bilmiyorum. Yemek sepetinden söyleriz artık.

Bu hafta sömestre tatili başlıyor, yani çalışarak geçireceğim son hafta, 8. ve 7. sınıflara vermem gereken şeyler var. Uz dururlarsa öğrenirler. Arkamdan kim gelecek bilmediğimden olayı garantiye alıyorum,, önümüzdeki yıl yine birlikteyiz zira... Kabak başıma patlamasın değil mi:))

Hastane çantamı henüz hazırlamadım, nasılsa planlı sezaryen olacağım diyorum ama bebek bazen vajinaya doğru matkap çalıştırıyor, korkuyorum normal normal çıkıverirse en acilinden diye:)) Şu hafta bir geçsin annem eşiliğnde aldığım şunumu bunumu yıkayıp ütüleyip, çantama koyacağım. Bir kaç eksik te yok değil hani, çok ufak tefek şeyler, alayım koyayım onları.

Yarı yıl tatilinde Naze baba aktiviteleri ile geçirecek zannımca günlerini. Şu Mickey Mouse gösterisi çok cazip sanki ama, yuhhh demek istiyorum fiyata, ben o parayla Disneylanda giderim beee:)) Zaten bayıldığımızdan değil, evden çıkmak olsun, alışkın değiliz biz ara tatilde evde oturmaya. Sinema, tiyatro, belki Kartepe şeklinde bir ortam oluşsa iyi olacak sanki. Var mı Avrupa yakasında bildiğiniz başka eğlencelik işler???Ben de o arada T' ye evi hazırlatırım hem, yeni kişicik için.

Çok heyecanlıyım billiyor musun sevgili blog ortamı, hani bakalım bu nasıl bir kişilik olacak diye, sırf bunun için... Yoksa doğum, uyku vs. vız gelirrr, tırıs geçer, hem öküze boynuzu ağır gelmez, tecrübeyle sabit, ama nasıl biri girecek hayatımıza çookkkkk ama çokkkkk merak ediyorum. Kırkının içinde bile belli ediyorlar kişiliklerini, ay söylemek istiyorum Beatles sevsin istiyorum, Le Guin, REM,Bandista, en çok mor ve siyahtan hoşlansın, dans etsin, merak kumkuması olsun, icatlar çıkarsın başıma, renkli olsun. Ha Naze bu aralar saçını mora boyatmak istiyor. Kime benzediyse:)) Bir de inatla sarışın ve kıvırcık saçlı olduğunu iddia ediyor, kapkara kaşlarına bakmadan, çok komik. Bu da komik olsun, bu da inat olsun, bu da çok konuşsun, bu da bağırsın, bu da bu da bu da bu da...