En baştan başlayalım, biz tatile giderken yavrum, mini kızım uysalcana, aklına her geleni abuk sabuk yapmaya kalkmayan bir bebecikti. Sonra aradan sadece 1.5 ay geçti ve karşımda dediğim dedik, çaldığım düdük bir Chucky çakması oldu. Biz tatil gezmeleri, etraftaki büyük ebeveynler, kuzenler,dayı, deniz, bahçe sebebiyle olaya vakıf olamamışız zaar, eve gelince zıvanadan çıkmış bir kız çocuğuyla başbaşa kalıverdik. Neyse ne, böyleyken böyle ama sorun tam olarak bu değil,BEN anne kişisi olarak bu dağınıklıkla, tehlikeli hareketlerle başedemiyorum sanırım, ühüüüü....Yoksa yavruda yok bir sorun, o yaşının, çağının gereğinin hakkını veriyor, uykuda- beslenmede- tuvalette sorunumuz yok. Sorunum bu evi ben nasıl toplayacam, kendimi ordan oraya savurmadan düzenin devamını nasıl sağlayacağım. Demin ben telefonla konuşurken bacağının ağrıdığına kanaat getiren NAZE insanı, babasının çok büyük bir dikkatle sabah gözden uzaklara kaldırdığı VICKS kutusunu sandalye-parmak ucu marifetiyle ele geçirmiş.Evimiz şu anda halkı grip olduğundan viksle tazelenmiş havasında ıhlamur kaynatılmayı bekleyen kış mevsimi gecesi gibi kokuyor.Üstelik salonda bugün temizlediğim koltuk döşemeleri de vıcık vıcık viks olmuş durumda.
Sonra 1.5 yaşına kadar çatal-kaşık ikilisiyle kendi kendine beslenen kızım yaklaşık 1 yıldır yemeğini elleriyle yeme konusunda ısrarlı. Şu sıralar terrible 2 sebebiyle inat had seviyedeve ben bu durumla ne zaman ilgilensem acaba diye düşünekalıyorum.Sonracıma habire bağırıyor susup baksam mı, sakinleştirsem mi karar veremiyorum. İkna yeteneğim yerle bir olmuş vaziyette. Offff diyor bize biraz suyuna gitmesek. Askılı elbisesinin altına sonbaharlık yeşil pantolonunu giyip geziyor, sıcakta isilik olacak başka derdim var sanki, çıkar deyince ciyakkkk diye bir ses, aman yarabbim dedesinin aldığı alkışa duyarlı kuş bile ötüyor ta onun odasından. Tabi o pantolon benim sakladığım derinlikten bulunana kadar bütün dolap boşalmış yere atılmış oluyor efendim, sonra sil baştan bu işler için yaratılmış bir model olmadığım geliyor aklıma. Sanırım beni sadece sakinliğim ve soğukkanlılığım koruyor bu işler karşısında yoksa kaynar bir puding kasesine elini sokup acıyla bağıran bir çocuğun karşısında nasıl dayanılır, acı geçtikten sonra bir de yapış olan dolap ve yerler var sırada temizlenecek. Eve temizlik için yardımcı gelse ne olacak sanki kadıncağızı her gün her gün çağırıp maaşımızı ona mı vereceğiz? Ne yapsam ne yapsam, kreşe gidecek bu yıl belki orda bol bol arpa yakar diyorum, annem de kreş için 3-4 yaş en uygunu dedi sizin okuldan bir gelişim uzmanı deyip aklımı çeliyor. Hani vaktim var da okuldan dönünce, ulan ben bu işlerin modeli değilim işte, evet oyuncuyum ama biri dersin toplasın kıçımı da oynayayım. SORUNUM BU ASLINDA DEĞİL Mİ? Orta bir yol bulmak lazım beni başka bir ürüne çevirmeden bu durum.Ne gariptir ki bu benim hayattaki en büyük dilemmam vaziyetinde şu sıralar: model mi değiştirsek, yoksa dirensek başka yollar mı bulsak:))
23 Ağustos 2009 Pazar
SORUNLARIM VAR !!!!!!!!
Gönderen Aslı Budak zaman: 21:40
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
1 yorum:
aman yarebbim :) bu yazdıkların bana çok tanıdık geldi aslı ablaaa
:( ben çıldırmadan nasıl büyür bu canavarlar hiç bir fikrim yok :( artık huniyle beklerim diyorum tüm anneleri gittiğim yerin kapısında :)allah hepimize sonsuuuuz bi sabır versin inşallah,hadi bakalım gazamız mübarek ola...
Tülay KESİM SAĞLAM
Yorum Gönder