24 Haziran 2009 Çarşamba

TATİL BAŞLIYOR




Babamın işlerinin bitmesini beklerken ananem, annem, Osman abim,bübünnem(büyükannem)ve Sevilay teyzem annemin bebekken denize girdiği yere, Saros'a gidiyoruz. Cumadan itibaren 10 gün kadar yokuz. Gelince babanne, ordan dayı yolcusuyum:))

22 Haziran 2009 Pazartesi

SÜTÇÜÜÜÜÜ GELDİİİİİ





Bizim evin kapısını her CUMA sütçümüz çalar. Sevinerek karşılarım ben AYSUN THE SÜTÇÜNÜN elçisi TAYFUN abiyi:))E bir haftalık gece cephanemi getiriyor bana. Öyle leziz ki sütleri başka sütlere hiç yüz vermem öyle kutu mutu:)) Bu hafta bir de küçük ayılı şişelerde de süt eklemiş AYSun teyzem:)) AAAA dedim annemin sütten yaptığı kremalarla havuçlu cevizli bir kek yapayım. Bahaneyle sütçümüzü de anmış olalım.

19 Haziran 2009 Cuma

DOLMA


Sütüm az önce pişti, bir tane de magnum yedim:))Azıcık kilo vermişim, alayım yeniden diye. Akşama ne yapsak, ne yapsak diye düşünürken dolaptaki üç beş dolmalık biber ve biraz da yaprakla karşılaştım. Dolma hüzünlü bir yemektir benim için. Benim eline su değse yemek olan bir halacığım var, Adana'da. Bir sürü erkek kardeşin de en miniği, babanem o küçük bir kızken hayata veda etmiş, O da Ankara'ya abilerinin yanına taşınmış. Oğlanlar çalışıyor,halacığım da onlara annelik ediyormuş. Bir gün komşuyla pazara gidip biber vs alıp abilere dolma yapmış, hep çok özenirmiş pazara giden komşuya.. Eve birer birer gelen abiler olaya çookkk sevinmişler, sen bizim annemiz oldun demişler. Olay benim hafızamda böyle ama, varsa bir yanlışım düzelt halacığım. Her dolma yaparken aklıma mutfakta yemek yapan bir kız çocuğu resmi düşer. Tam "nerden nereye" oldu değil mi? Hüznü dağıtmak için söylüyorum; DOLMA YAPANLARIN ÇOK OLSUN halacığım.

10 Haziran 2009 Çarşamba

Mim/Bebek alışverişi

Sevgili arkadaşım, Adakuşun annesi F. beni mimlemiş. en başta belirteyim bu benim ilk mim yazım:)) Oleyyyy:)) Şimdiiii, bebek alışverişi konusunda ilk edeceğim kelam yavruların giydiklerinin haram, yediklerinin helal olduğudur. Bunu farketttiğimde elimde eşe-dosta verilecek, tertemiz, bir türlü ay-mevsim denkleşmesi sağlanamamış bir çok torba-hurç-hediye paketi Naze kıyafeti vardı. Amaaa bir bebeğin olmazsa olmaz çokk kalem ihtiyacı da oluyor. En temizi bu en elzem malzemeleri ele geçirdikten sonra olayı akışına bırakmak. Bu akışa annane-babanne-anane babanne arkadaşı-henüz çocuk sahibi olmamış,olmayı çok isteyen ancak bunu kendine bile itiraf edememiş eş-dost-gençten çevre bir heves destek oluyorlar. Buna birlikte hamile olup, birlikte yavruladığınız uzunca bir süre duygu seli içinde yuvarlanan, kendi bebeğine ne bulduysa alıp, bir de sizi de aldıklarıyla son derece mesut eden, hışmınızdan korkup alamazsa telefon edip alayım mı diye soran taze anne-çağdaşları da eklerseniz gardrop olayı yeterince çığrından çıkıyor arkadaşlar. Bebeğiniz olduğunu bilen tüm yakınlar her bebek kıyafetine amanın,cici, bıcı, bici, yerim seni ne güzelmişsin sen elbise tavrıyla yaklaştıklarından kıyafet sorununun -akışa bırakma- kısmı halloluyor.

Sıra elzem malzemelerde; ben bunu biraz böleceğim; 0-3, 3-6, 6-9, 9-12 aylar gibi.

0-3 Ay; Bu dönemde illaki ayaklı, eldivenli tulumlar şart. Valla ben Marks&Spencer üstüne penye tulum tanımam:)) "COOL COTTON" ibaresi etiketli tüm ürünleri tepe tepe, yıkaya ütüleye, çekiştire çekiştire giydik. Paralanmadılar. Bunlar 3'lü paketlerde satılıyor. Bu etikete sahip, bodyler, tulumlar, donlar, atletler bebeği asla üzmüyor, terini hakkaten çekiyor, bu sayede gece gazıyla uyanma sıkıntılarını da ortadan bir nebze de olsa kaldırıyor. Gerçi Akının hidrojen gazına asla çare bulamadık o ayrı:)) Biz hiç eldiven kullanmadık, Naze onu tek olsa da, tulumun bir parçası olsa da bir şekilde açtı, bu yüzden neredeyse doğduğundan beri tırnak kesiyoruz bebeykene de çıt-çıt giderdi bu mevzu. bu yüzden tırnak makası çokk önem kazanmıştı hayatımızda, bi o çantaya, bir bu sepete derken zebil gibi çıt-çıt makas aldık:))Şimdi hiç birini bulamıyoruz alla alla ya, nasıl olduysa. Bu aylarda en çok sevdiğim etkinlik Nazeyi tıngır mıngır beşiğinde uyutmaktı zaten. Bir de meme seansları. E bu durumda bir bebenin en önemli eşyası yatağı ve anasının memesi oluyor:)) Meme tamam hazır, anne-babanın uyuduğu odanın ebatı itibariyle KANZ marka tıngır-mıngır sallanan, sarı pöti-kareli fırfırlı, tül tenteli, çekince her yere gelen, yaz tatilnde anane-babane evine kolayca taşınan, uzun yol sonunda oturan babaneye ayakları çıkarıldıktan sonra arabanın içine güzelce yerleştirilerek Nazeye yol-yatak yapılan beşik hayatımızın bu döneminde bize eşlik etti. Bayağı konforlu ve sağlam çıktı.Naze odasına geçtikten sonra Alperen bebeğe de eşlik etti ve halihazırda yeni doğacak bebekleri bekliyor yerinde. Yalnız alırken lütfen bir şapşallık yapıp Saraçhane yollarına düşmeyin kumpir patatesi karnınızla internet yoluyla sipariş ederseniz aynı fiyata çat diye kapıya da getiriyorlar. İçine de anane Gebzenin en sosyete yorgancısına pamuk minder diktirmişti:)) Bebek yataklarının anam-babam usulü pamuk-yün olmasında fayda var aklınızda olsun. Doktor arkadaş bana afferin demişti. Bu ayların sonunda ben son bir-kaç hafta için okula dönmek zorunda kaldığımdan süt sağmam gerekti elbette. Zavallı yavruma onun karşısında daha da zavallı duruma düşen koca kişisi çay kaşığıyla süt içirdi bir onbeş gün. Çünkü hanımcığım, tombalak tomurcuğum biberon-yalancı meme vb. şeyleri ağzına değdirmedi, gıcık oldu. Pompayı elektrikli vs. almadım. Çünkü bunlarla ben süt çıkarmayı becer edemedim. Chicco'nun manuel pompasını kullandık.Olay şöyle gelişiyordu; Naze memenin birini emerken, ben öbüründen akan sütü hafif hafif boşaltıyordum. Her emzirmede 50 cc geliyordu. Eee dedim bu sütleri nereye koyacağız şimdi, baktım baktım plastik torbalar mevcut piyasada ve ben o miktarda sütü de çıkaramıyorum ayrıca, üstüste süt biriktirmek hoş değil dedim, bana 50 cc lik kaplar lazım. Hemen bir züccaciyeciye gidip 50 cc'lik cam kavanozlar edindim 15-20 tane. Deep-freezin rafında bir kütüphane sistemi oluşturarak sütlerimi oraya depoladım. eskiler öne, yeniler arkaya tarih etiketi yapıştır, iyi bir sistemdi.Puseti de bu aylarda aldık. Kraft; merak edenler blogun ilk yazılarına bakabilirler. Öyle şahane bişi değildi, alacaklara mekanizma olarak ta pek tavsiye etmem. Hala kullanıyoruz ama tekerleklerin bir tanesi durmadan sağa çekiyor bir yıldır falan üşengeçlik işte , bi bisiklet tamircisi işimizi görür aslında. Yenidoğan oto koltuğu da özellikle araba kullanan anneler için şart. Bir sürü marka-çeşit var. bu noktoda akılda tutulması gereken şey az fiyat-bol güvenlik; zira bu koltuğu bebek 12-13 kg'ı geçince kullanamayacaksınız. Bizi kilo değil boy zorladı, bacaklarımız 4.-5. ay itibarıyle arka cama doğru uzayınca, oto koltuğumuzu değiştirdik. STORK marka yeni-doğan oto koltuğunu bu iş için yeterli görmüştüm, haklı çıktım:)) Onu almak için de Saraçhane'ye gitmeyin, her yerde aşağı 3 yukarı 5 fiyat aynı, ısmarlayın netten gitsin.

3-6 aylar; Farkettiyseniz üst-baş konusuna pek girmiyorum. O meseleyi genel akış hala idare ediyor amaa bebe meyve suyu-sebze suyu-püresi işlerine başlıyor 5-6. ay itibarıyle; ve işte sorun: eee her elbise de meyve-sebze lekesi var noolcak şimdi? Öyle besleme gibi gezdiremeyiz evladımızı değil mi? Hemen şu salya önlüklerinden öteye geçmek lazım, hem minikler,hem de onlardan da leke zinhar çıkmıyor. Devreye Mothercare'in beyaz havludan, bir askıda üçlü satılan, kollu önlükleri ve yine aynı markanın aynı kumaştan bir çengelde 7li satılan kolsuz önlükleri giriyor. Yemek seansından sonra hemen beyaz kalıp sabunu sürüyorsunuz ılık suyla yıkıyorsunuz lekeden eser yok:))Bu arada M&S'den alınan tulumların, bodylerin yenileriyle değiştirilme vakti de gelmiş oluyor. Mothercare'in havlu beyaz tulumları Naze 6. ay itibarıyle sonbaharı yaşamaya başladığından çok işimize yaradı. Hem anne-baba da bu beyaz havlu tulumlardan giymiş bebeğinetavşan- kobay faresi- van kedisi gibi sevimli hayvanların isimlerini takıp severek eğlenceli vakit geçirebiliyor. Bu ürünlerde 3lü paketlerde satılarak sevimliliğin sürerliliğine destek veriyor. Süt sağma işi çok sıkı olmasa da devam ediyor, zira anne 3 ya da 4. dersini süt izni olarak kullanıyor. KAvanozları boşaldıkça kaynatıp kaynatıp, doldurup süt kütüphanesine koyuyor. Bu aylarda oyuncakların önemi artıyor hızla. Her anne kişisinin hayali olan çıngırdaklı, hışırdaklı, tepeden kuşbakışlı çek çekli kurbağaları olan, ayak vurdukça şarkılar söyleyen oyun halısı edinmenin sırası geliyor. Yavrucağız onlarla dep dep debelenirken olaya direk dalan anne kişisinin dikkat etmesi gereken nokta oyuncaklarla henüz sağlam bir ilşki kuramamış bebekten gelecek oyuncak darbelerinden sakınmak. Akıncığım annesinin retinasını böyle bir aktivite esnasında bir zürafa darbesiyle yırtmıştı sanırım:))Ah ah anmasam şişerim:))

6-12 aylar(6-9 demiştim başta biliyorum ama toparlayalım bence) 6. aydan sonra önce beşikteki tıngırdamalar tangırdamaya dönüştü, sonra Naze elini kolunu sağa sola çarpma suretiyle geceleri bolca, fütursuzca uyanmaya başladı. Yani yatak vakti geldi. Biz yatak-şifonyer gibi malzemeleri İKEA'dan almıştık ve gündüz sefalarında kullanıyordık. Hemen Nazeyi kaptığımız gibi odasına geçirdik. Yanlış hatırlamıyorsam yatağın mensup olduğu alt familya Hensvik. Etrafı parmaklıklı derince bir karyola, bu yaz başlangıcıyla korkuluklarını çıkaracağız ve hakiki bir toddler karyolasına dönüşecek sanırım. Yatağın korkuluklarına annane kişisi süslü püslü bişiler(bumper) geçirmek istedi engel olmadık elbette. Ama inanın hiç gerek yok. Bir ay sonra Naze bumper olayına kafayı taktı ve yavaş yavaş iplerden sökmeye başladı. Bebeklerin yatağında mümkünse sadece bebek ve yatak olsun. yastık-yorgan ikilisi bile bazen yavruları tehlikeye sokabiliyor. Söylemeyi unuttum biz hiç kanguru-sling-baby wrap vs. kullanmadık, ben heves ettim şu wrap işine ama dışarda dolaşırken Naze kız sağı solu göztleyip, iletişim kuracağı insanları rahatlıkla görebileceği pusetini tercih etti. Wrap-yani çingene sargısı- evde ellerimin sebest kalması gerektiğinde, ama buna izin çıkmadığında çok yardımcı oldu. Ha bir de mama sandalyesi hayatımızın hala en önemli ve büyük parçasıdır. 4. aydan itibaren oturan Naze tüm yemeklerini orda yedi, boyalarını orda yaptı, bazen orda yemek yerken sızdı bile. Hepimiz high-chair'imizi çok seviyoruz. Onu da Mothercare'dan almıştık, şöyle mavi pöti-kareli beyaz tepsili vintage görünümlü bişi:)) Öyle çıkan tepsiliüç ayrı ayarlı, uzay mekiği gibi bişi değil.Basit ama asla sıradan değil:)) Bu sandalyenin üzerine sanırım saga yazabilirim ben. Afferin yapanlara. Aynı renklerde Chicco yüzeye yapışan tabak ve kaşık-çatal da edindik o arada. Vantuzlu tabak iyi bişi, tabağı yüzeye yapıştırabilirseniz eğer:)) Ben bir müddet yapamadım, be yapıştırdım sandım NAze söktü. Sonra vazgeçti, hala yemeğini bu şahane tabakta yiyor,ama çatalı, kaşığı,bıçağı 1.5 yaşında bıraktı, Erol Taş gibi davranıyor yemek esnasında. Spagettileri avucunda şöyle kıvırtttırıp pıt yutuyor falan. 9.ay itibarıyle beyaz havlu tulumlar tekrar cool cottona dönüyor, bodylerde C&A de tercih edilebilir, düşündüğümden daha iyi çıktılar.
Yakınlarımızda bir tekstil üretim semtinde oturmamız seebiyle bir sürü Outlet var. Mesela H&M, Hello Kitty, Esprit, Disney ürünlerini sokağın ilerisindeki ERMA'dan çok ucuz fiyatlara alabiliyorum. Yine mothercare ve zara baby'nin çorap üretici firması da yakınlarda. Geçen haftalarda Bakırköy pazarının GAP reyonundan 1-2 tlye t-shirt ve şortlar, M&S reyonundan da yazlık pijamalar aldım. Kızım büyüdükçe LCW'nin elbiselerini pek beğenir oldum, B. bize kırmızı çiçekli bir elbise almış ordan altına kırmızı Crocs ayakkabılarla pek şirin oluyor. Ayakkabı meselesini hiç sormayın zaten her gün her gün alasım var. Ama ilk ayakabımızın yeri başka, elim hiç uyduruğa gitmez ayakkabı konusunda. Mini mini Pumalarımız asla hayatımızdan çıkmayacak:))
Bu arada dehşet tasarımlarıyla hırka-kazak-patik konusunda hepimizi mest eden ananeye, ananeyi gördükçe çilden çıkıp var gücüyle çalışan babanemize de afferin diyoruz. Vay be ne uzun post oldu:))

Seyyan Hanım



Annem bu aralar hep hep müzik dinliyor, bi arkadaşı hatırlatmış, eskilerden bu şarkıyı, çokkk eskilerden dedi aninim, unutmayım ben diye ekliyor:))

9 Haziran 2009 Salı

Şu mumları üfleyemiyorummmm

 


Doğumgünümde de böyle olmuştu, söndürememiştim. Acin yardıma gelll diye seslenmiştim:))
Posted by Picasa

8 Haziran 2009 Pazartesi

Haziran

 

Haziranın sonu tatil demek, annem sıcaktan çok bunaldı bugün,az kaldı dedim, üzülme. dün mucize gibi bir şey oldu; geçen yaz aninimin suya soktuğu fotoğraf makinamız kendi kendine, hiç bir şey yapmadan çalışmaya başladı. Çok sevindik.
Posted by Picasa