13 Nisan 2013 Cumartesi

Senden, benden, bizden

Offf biliyorum; çok ihmal ettim ben seni. Tam bugün diyordum adam gibi yazarım, oğlanın 2 ay önceki doomgününü kutlarım burdan, olanları olmayanları anlatırım, haftalardır misafirlerle geçen haftasonlarının ardından boş bir haftasonunun cuma gecesini ayırırım yazmaya ama nerdeeee:))) gece hacıyatmaz gibi 100 kere falan yattım kalktım, oğlanın habire tıkanan burnundan sümük akıtmaktı tüm çabam, neyse gene enerjimi yitirmemiştim, umutluydum hem de. Okuldan çıkınca kızımın yaklaşan doğumgünü için yapacağım pastanın malzemelerini aldım, ardından çarçabuk bir market alışverişi yaptım, gittim kızları aldım okuldan, bahçede öğretmeniyle oturdum Nazenin, lafladık, eve geldik sonra. Pms ağrım vardı azıcık, uzandım, oğlan klasik, elektrik süpürgesinin borusuyla telefonculuk oynuyordu, kız tv ye baktı, ayped de tailor oynadı, oğlan altını kirletti ki bu çok sevindiğimiz bişi, yatamadım yani, bak gene umudum var hayatın bu gününden sana dair:)) e dedim kalkmışkene şu ma manzarayı bozan pisliğini sileyim camların, oldu bayağı, bir kaç ay belki de silinmeyeli, perdeleri aldım makineye tıktım vır vır başladı dönmeye, ağrım var ama olsun, sildim üç beş camı, bu arada oğlan elini çekmeceye sıkıştırdı, kızdı falan ama bozmadım moralimi, 500 kere f alan da gece akmayın ama gündüz de durmayan yeşilimsi sümüklerini sildim, komşunun pitbullu camdan havıl havıl bağırdı bana oğlanın odasının camını silerkene, ay canım falan dedim 1 metrelik mesafeyi atlayıp beni yutabileceğini düşünerekten. Neyse işte, kız bahçeye çıktı, geri geldi ellerini yıkamaya, başka bir köpeği sevmiş te, o yüzden, sonra geri gitti seslendi aşağıdan topumu at dedi, attım, aaa vazgeçmiştim dedi , geri geldi topu verdi gene gitti. Ben de oğlanı mama sandalyesine oturttum, köfte, çorba, salata yaptım, negzel gün beyle diye ikna ettim kendimi ama pms ağrım geri geldi, bayağı geldi hem de, kız eve gelmeye karar verdi, anne omuzuma yakın bir yerde sivilce çıkmış dedi, baktım evet üstü yolunmuş bir kızarıklık var, oğlan mama sandalyesinde arıza çıkarmaya başladığında roka salatasına nar ekşisi dokuyordum, Çorbayi ezene kadar eline kepçe verdim oyalandi yavrucak. Bu arada betim benzim atmaya başlamıştı ağrıdan, evde ağrı kesici de yoktu, tüh dedim. Vır vır dönen makinenin durduğunu farkettim, oğlanı mama sandalyesindeki esaretinden kurtarıp, salona götürdüm, tülü astım, aasarken arıza çıkarmasın diye oğlanı çamaşır sepetine     koydum, ablası sepeti araba yaptı,, sürdü, oğlan da brrşşşş diye sesler çıkararak eğlendi, kız arada

  1. omuzuna yakın yerde ki sivilcesinden ki tam köprücük kemiğinin üstünde, bahsedip durdu, kitaplığın üstünden atladım, bepanthene sürdüm, soğuk dedi kızdı, başım dönmeye başladıydı artık ki kapı çaldı    , kocamcığım gelmiş dedim ve kendimi koltuğa bıraktım ki koltuk çok rahattır, ohhh dedim, çocuklar   O arada babalarına ilgi, ihtimam gösterip, tezahürat ediyorlardı, yani herşekilde asayiş hala berkemaldi. Dedim ki bakın başınızın çaresine ki oğlanı zaten hangi aralıktı bilmem belki de kepçeyle oyalandıiğı vakittir, doyurmuş, üstüne iki gün kurusu kayısıyı şifa niyetine eline tutuşturmuştum. Ben yemek yemeyeceğim dedim, yok dedi sevgili ben sana yemek koyarım, iyi dedimdi ben de. Ki Naze günün konusu sivilceyi babişine gösterdi, kaşınıyor mu dedi, evet dedi Naze, amanın trink jeton düştü beynimin olmadık yerlerinde şangırdadı; soyun bakayım dedim, evet bingooooo, sırtında bir tanecik kızarıklık ve üstünde küçük bir su kabarcığı, aceleyle her yerine baktık, evet bir tane, karı-koca ya da kocakarı baktık birbirimize', göz teması kızdan kaçmadı tabeee, cıngarı kopardı. İşte adrenalin hormonu bu günler içinmiş a dostlar; benim ağrıdan eser kalmadı, zıpkın gibi fırladım yerimden. 10 gün önce istanbulda misafir ettiğimi, ülkelerinde su çiçeği aşısı uygulanmayan Avrupa'nın ta göbeğinden gelen 3 yaşındaki suçiçekli kuzeniyle Naze nin sevgi dolu sarmaşmaları geldi gözümün önüne. Üstelik bu korkudan evimize rahatlıkla girememişti insancıklar, iyi dedik hafif atlatır zaten, aşılı ki ben de istemiyorum aslında bu kadar çok aşı işin doğrusu. Oturduk yemeğimizi yedik, kız yemedi, önümüzdeki hafta okula gidemeyeceğini, partisinin de ertelenebileceğini düşündükçe böğür böğür ağladı yeminle. Ben kasmadım, salgılanan adrenalinime şükür, oğlanın burun ve toto bakımını halledip, babasına kitledim, bir sepet tül ve perdeyi de. Kızı aldım binbir türlü soruya cevap vererek doktora götürdüm kendilerini. Arabayı hastanenin saçma salak otoparkının oralara bir yerlere park ettim, acil kapısından girip çocuk doktoruna gitmek istediğimi söyledim, ilginçtir ki 28 tl muayene ücreti ödedim ki acil girişi ücretsizdir, işte devletimiz bunu ikiye ayırmış, önemli aciller önemsiz aciller olmuş hikaye yane, bi tarafımda değil de zaten, adamı ben konuşturdum, konuşturunca da dinlemem gerekti offf, yukarıda yazdıklarımın hepsini anlat dedi şeytan var ya. Doktor bunun su çiçeği olmadığını , 6. Hastalık olduğunu söyledi, ben de çocukken bunun 5. Sinden öldürdüm, gülümsedim, herif manyak olduğumu düşünmüş olabilir. Ha bu arada çok konuşan göreviyle doktor arasında bizim plakayı anons edip arabayı bulunduğu yerden çekmemi istediler, hayret ya gecenin bir vakti ben oraya girerken ortada olmayan görevliler kızın deyimiyle gitmemizi mi gözetliyorlardı da alaaa alaaa dedi Naze, arabayı labirentimsi otoparklarının içine soktuk, geri döndük yani doktora. Otoparkta bize bakıp durmadan gülümseyen çok şeker bir kadın vardı ama. Nöbetçi eczaneye gittik sonra, pomadımızı aldık, doktorun kabartıdan çok ilgilendiği geniz akıntısı için verdiği ciğer şurubunu da almışız, hay Allah, anlatmaya çalışmıştım üstelik GENİZ akıntısı olduğunu o balgamın ben ve bunun için tek tedavinin burun temizlemek olduğunu, yazmış işte. O arada oğlana 2 tane şampuan kaptım eczanenin kampanyasından. Bir aşama daha kalmıştı, eczanenin önüne park ettiğimiz arabamızın yanındaki taksici ve diğer kimse işte ettiği kavganın bitmesini beklemek. Zira arabaya binemiyorduk. Esnaf ayırdı onları. Eve geldik. Oğlan uyumuştu, kız da pijamalarını giydi, sütünü yaptım, yanına gittim, o da uyumuş. Eczaneden bir de ne aldım biliyormusunuz; Ministry plus. İçtim bir tane, oğlanın burnu gene kapanmıştı ben ilaç içip zıbarma hayalleri kurarkene. Burnunua ilaç sıktım, tabii ki çok sinirlendi, uyudu sonra ben de yazadurdum işte, böyleyken böyleeeeee