25 Ağustos 2009 Salı

TEKİR BİZİ MİMLEMİŞ



Gerçekten zor bir mim olmuş, bilmem ki bilmem ki diye dolaştım bu saate kadar, Tekir gibi yaptım kocaya sordum verdi bir kaç ufak tefek cevap, bakalım yazalım 7 ilginç halimizi:))

1. Yeterince ilginç değildir herhalde ama elimizde çok ürün yok idare edelim: Ben et yemem, ama öyle bilinçli bişi değil benimki, çocukken bir kırılma anı var bu işin sanıyorum. Zorluyorum kendimi yok olmuyor, köfte yerim çok baharatlıysa, denizden de babam çıksa tereddüt etmem, tuhaf şey o et bu değil. Ama çok iyi et yemekleri yaparım tadını bilmeden. Lokanta açsam yok satar.Diyorlar...

2. Yukarıdakiyle bağlantılı yine yemek yapmayı çok severim. Yemek düşlemeyi. Kocaya sordum dedim ya 30 çeşit çorba yapabilmek ilginç bişi değil mi dedi.Sabah kalkınca başlar mutfakta geçireceğim saatlerin hayali, eksikler varsa dudak bükerim. Her türlü otu bulur buluşturur bi şekilde etçil aileme kakalamayı başarırırm.

3. Ot deyince aklıma geldi, taze soğan bende kafa yapar, bildiğiniz sarhoş olurum. Salata yedikten sonra bir neşelenirim sormayın, İki duble rakı, bir de tequila shotlasam ancak bu kadar oluyor valla. Tansiyonum mu düşüyor nedir anlamadım.

4. Bir çok kadının aksine alışveriş yapmayı, daha doğrusu üst-baş almayı sevmem. Ayakkabı almayı severim bir, o da giyip çıkarması denemesi kolay olduğundan. Ha zırt pırt ayakkabı alır mıyım anneme göre evet bana göre hayır. Bir ayakkabı için bir kaç sene düşünmüşlüğüm-aramışlığım vardır. Sonra alayım dediğim o ayakkabı tedavülden kalkmıştır. Yaz tatilinde kayınvalidem mavi nike sandaletlerimin aynısından her yıl aldığımı düşünmüş, çok güldük. Evleneli beş yıl oldu ben her yaz aynılarını giyiyorum. Ha evet takıntım var aynısıından görmediğimden yenisini almıyorum.

5. Müzik ve resim konusunda süper yeteneksizim. Sınıfta lazım olduğundan biraz karikatür çizebilmeyi kendimi terbiye ederek öğrendim zorla. Müzik ise içimde yara. Çok iyi dinlerim, bilirim ama enstrüman çalmayı hiç ama hiç beceremedim. Sesim iyidir, kulağımda öyle,mesele ellerde mi bilmiyorum. Çok üzülüyorum.

6. Tekir anımsattı, temizlik yapmaktan çok ama çok nefret ederim. Bak tekircim ne diycem haftada bir evleri değişelim ben size bir haftalık yemek-snack-çorba-tatlı vs. hazırlayıp sıralayım. Sen de şu evi düzene sok yahu, sorun çığ gibi büyüyor:))

7. Baktım da yukarıdaki maddelere çok vasat bir ev kadını tipi çizmişim:)) Primatlar hakkında her şeyi bilirim. Günlük hayatlarının bir şemasını gözüm kapalı anlatırım mesela, ilkelinden gelişmişine dünya üzerinde inanılan, ya da mitoloji olmuş her dine, efsaneleriyle birlikte, kutsal kitaplarının her ayrıntısıyla hakimim. Belki de inanç dünyam bu yüzden bu kadar kördür. Bi ara fantazi olsun diye sosyal antropoloji masteri yapmıştım. Şimdi masal olsun diye kızıma anlatıyorum. En ilginç şey akademik çabamın pratikteki faydasının bu olmasıdır. Rönesansta yaşamak varmış.Ya da bu debelenmemin pratik faydalarını görebileceğim başka başka memleketlerde ki bu MADAGSAKAR, CİBUTİ bile olabilir.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

SORUNLARIM VAR VOLUME 2

Biz bugün öğleden sonra anne-kız çok uyumuş ve şişmişiz. Uyanınca tam kapının dibindeki manavdan bir karpuz alıp yiyelim içimiz serinlesin dedik. Aşağı indik, minik trakya karpuzumuzu, minik çengelköy hıyarlarımızı alışveriş çantasının içine yerleştirip eve geri çıktık, kapı önünde ben dengeyi kuarmadım herhalde ve anahtarı halen yapılmakta olani bitermi bitmez mi bilinmez asansör boşluğunun derinliklerine duvar dibindeki bir küçüücük açıklıktan sıpıtıp attım. Neyse baba yakındaydı geldi bizi eve soktu. Yemek yedik, baba kişisi halı saha maçına gideceğinden, biz de çok uyuyup şiştiğimizden ve NAZE kızla tek başıma başedemeyeciğimi düşündüğümden kalkıp fakülteden arkadaşım E. ye gittik. Az biraz değişik değişik oynar mor saçlı bebekle demiştim:)) Biz de laflarız değil mi? Ne güzel fikir. Zaten geç vakte kadar da kendi isteğiyle uyuyamaz vakit şen geçsin istemiştim. Oy oy... Gerisini herkes yazsın kendi 2 yaş bebesine göre, tek söyleyeceğim kızımın arkadaşımın gözünü gül dalından fırça sapıyla dürtmek suretiyle çıkarmaya çalışmasıdır. Şirince şarabıda cabası.

23 Ağustos 2009 Pazar

SORUNLARIM VAR !!!!!!!!


En baştan başlayalım, biz tatile giderken yavrum, mini kızım uysalcana, aklına her geleni abuk sabuk yapmaya kalkmayan bir bebecikti. Sonra aradan sadece 1.5 ay geçti ve karşımda dediğim dedik, çaldığım düdük bir Chucky çakması oldu. Biz tatil gezmeleri, etraftaki büyük ebeveynler, kuzenler,dayı, deniz, bahçe sebebiyle olaya vakıf olamamışız zaar, eve gelince zıvanadan çıkmış bir kız çocuğuyla başbaşa kalıverdik. Neyse ne, böyleyken böyle ama sorun tam olarak bu değil,BEN anne kişisi olarak bu dağınıklıkla, tehlikeli hareketlerle başedemiyorum sanırım, ühüüüü....Yoksa yavruda yok bir sorun, o yaşının, çağının gereğinin hakkını veriyor, uykuda- beslenmede- tuvalette sorunumuz yok. Sorunum bu evi ben nasıl toplayacam, kendimi ordan oraya savurmadan düzenin devamını nasıl sağlayacağım. Demin ben telefonla konuşurken bacağının ağrıdığına kanaat getiren NAZE insanı, babasının çok büyük bir dikkatle sabah gözden uzaklara kaldırdığı VICKS kutusunu sandalye-parmak ucu marifetiyle ele geçirmiş.Evimiz şu anda halkı grip olduğundan viksle tazelenmiş havasında ıhlamur kaynatılmayı bekleyen kış mevsimi gecesi gibi kokuyor.Üstelik salonda bugün temizlediğim koltuk döşemeleri de vıcık vıcık viks olmuş durumda.
Sonra 1.5 yaşına kadar çatal-kaşık ikilisiyle kendi kendine beslenen kızım yaklaşık 1 yıldır yemeğini elleriyle yeme konusunda ısrarlı. Şu sıralar terrible 2 sebebiyle inat had seviyedeve ben bu durumla ne zaman ilgilensem acaba diye düşünekalıyorum.Sonracıma habire bağırıyor susup baksam mı, sakinleştirsem mi karar veremiyorum. İkna yeteneğim yerle bir olmuş vaziyette. Offff diyor bize biraz suyuna gitmesek. Askılı elbisesinin altına sonbaharlık yeşil pantolonunu giyip geziyor, sıcakta isilik olacak başka derdim var sanki, çıkar deyince ciyakkkk diye bir ses, aman yarabbim dedesinin aldığı alkışa duyarlı kuş bile ötüyor ta onun odasından. Tabi o pantolon benim sakladığım derinlikten bulunana kadar bütün dolap boşalmış yere atılmış oluyor efendim, sonra sil baştan bu işler için yaratılmış bir model olmadığım geliyor aklıma. Sanırım beni sadece sakinliğim ve soğukkanlılığım koruyor bu işler karşısında yoksa kaynar bir puding kasesine elini sokup acıyla bağıran bir çocuğun karşısında nasıl dayanılır, acı geçtikten sonra bir de yapış olan dolap ve yerler var sırada temizlenecek. Eve temizlik için yardımcı gelse ne olacak sanki kadıncağızı her gün her gün çağırıp maaşımızı ona mı vereceğiz? Ne yapsam ne yapsam, kreşe gidecek bu yıl belki orda bol bol arpa yakar diyorum, annem de kreş için 3-4 yaş en uygunu dedi sizin okuldan bir gelişim uzmanı deyip aklımı çeliyor. Hani vaktim var da okuldan dönünce, ulan ben bu işlerin modeli değilim işte, evet oyuncuyum ama biri dersin toplasın kıçımı da oynayayım. SORUNUM BU ASLINDA DEĞİL Mİ? Orta bir yol bulmak lazım beni başka bir ürüne çevirmeden bu durum.Ne gariptir ki bu benim hayattaki en büyük dilemmam vaziyetinde şu sıralar: model mi değiştirsek, yoksa dirensek başka yollar mı bulsak:))

22 Ağustos 2009 Cumartesi

GELDİK BİZ




ÇOKKK uzun tatilimiz nihayete erdi, oh be evimdeyim. Yazacağız ama her şey öyle çok ki nerden başlasak acaba. Bir sürpriz: tuvalet meselesini çözdüm. Beze elveda diyeli bir ay kadar oluyor. Tailin pratik tek faydası bu değil elbette: balık gibi yüzüyorum ben. Annem bebek gibi her halimin bittiğini artık cadı mı cadı bir kız çocuğu olduğumu söylüyor. Yatağımın önündeki korkuluğu da çıkarttık artık gece kalkıp tuvalete bile gidiyorum, rafımdan sütümü alıyorum. Oy of, çok çenem düştü, durmadan konuşuyorum. Neler neler oldu daha, bekleyin annem daha alışamadı eve, alışsın yazar durur.